Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2017/11236 E. 2018/1834 K. 20.02.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/11236
KARAR NO : 2018/1834
KARAR TARİHİ : 20.02.2018

Mahkemesi :Sulh Ceza Hakimliği

Taksirle yaralama suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 18/12/2015 tarihli ve 2015/14364 soruşturma, 2015/29503 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Kayseri 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 10/02/2016 tarihli ve 2016/492 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, müştekinin Kayseri Acıbadem Hastanesinde geçirdiği açık kalp ameliyatı sonrasında 03/06/2014 tarihinde 1 ünite eritrosit süspansiyon ve 16/06/2014 tarihinde yapılan tıbbi müdahele sonrasında iki ünite eritrosit süspansiyon uygulaması yapıldığı, ameliyat öncesi 30/05/2014 tarihinde adıgeçen hastanede yapılan tetkiklerinde Hepatit B hastalığı bulunmadığı halde, tedavi sonrasında rahatsızlanmasını müteakip yapılan tetkiklerde müştekide Hepatit B hastalığı tespit edildiği, müştekinin tıbbi müdahalesini gerçekleştiren doktorlar hakkındaki şikayeti üzerine başlatılan soruşturma neticesinde Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca 2014/45691 soruşturma, 2015/8323 sayılı karar ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, müştekinin tedavisi sırasında nakledilen Hepatit B virüsü taşıyan kan ünitelerinin temin edildiği Kızılay İç Anadolu Bölge Kan Merkezi görevlilerince dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranılarak müştekinin Hepatit B hastalığına yakalanmasına neden olunduğu iddiası üzerine başlatılan işbu soruşturma neticesinde, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca iki doktor ve bir hemşireden oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen rapora istinaden kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; müştekinin tedavisinde kullanılan kan ünitelerinin örnek numuneleri üzerinde adıgeçen kan merkezinde Hepatit B virüsü bulunup bulunmadığına yönelik yapılan tetkiklerin yeterli olup olmadığı, virüsün varlığının öncesinde tespitinin mümkün olup olmadığı ile kurum görevlilerinin bu hususta ihmallerinin bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla dosyanın kül halinde Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesine gönderilmek suretiyle inceleme yaptırılması gerektiği gözetilmeksizin, yetersiz bilirkişi raporuna istinaden verilen karara yönelik itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 05.01.2017 gün ve 94660652-105-38-14524-2016-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16.11.2017 gün ve 2017/63851 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Kayseri 1.Sulh Ceza Hakimliği ‘nin 10.02.2016 tarihli ve 2016/492 karar sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.