Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2017/10709 E. 2018/1653 K. 19.02.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/10709
KARAR NO : 2018/1653
KARAR TARİHİ : 19.02.2018

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat
Hüküm : Davanın reddine

Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Davacının gözaltına alındığı ve tutuklandığı tarihler itibariyle davanın 466 sayılı Kanun hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkin olduğu, Ceza Genel Kurulunun 23.03.2010 tarih, 2009/256 Esas ve 2010/57 sayılı kararında, 466 sayılı Kanunun 2. maddesindeki 3 aylık sürenin başlangıcı için 21.04.1975 tarih, 3-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına atıf yapılarak kesinleşen beraat kararından davacının haberdar olmasının arandığı, Dairemizce benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06.05.2014 tarih, 2014/141 Esas, 2014/229 sayılı kararında da belirtildiği üzere beraat veya kovuşturmaya yer olmadığına dair kararların Yazı İşleri Yönetmeliğine göre süresinde tebliğ edilip kesinleşme tarihinden itibaren her halükarda 10 yıl, kesinleşmiş kararların tebliğinden itibaren ise 3 ay içinde tazminat davalarının açılması gerektiği ve tazminat davasının dayanağı olan beraat kararının 20.05.2011 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının ise 14.03.2016 tarihinde açıldığı dikkate alınarak, öncelikle beraat kararının kesinleşme şerhli örneğinin davacıya (sanığa) tebliğ edilip edilmediği veya davacının (sanığın) hükmün kesinleştiğini dosyadan belge almak ya da benzeri yollarla öğrenip öğrenmediği, dolayısıyla tazminat davasının 466 sayılı Kanunun 2. maddesinde öngörülen 3 aylık sürede açılıp açılmadığı belirlenerek, davacı (sanık) ile ilgili olarak düzenlenen gözaltı, tutuklama ve tahliyeye ilişkin tüm müzekkere ve belgelerin, iddianame ya da iddianamelerin, davacı (sanık) hakkında ceza yargılaması sürecinde verilen kararların ve Yargıtay ilamlarının davacı (sanık) ile ilgili kısımlarının Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde onaylı birer sureti de dosya içine alınarak davacı (sanık) hakkında tefrik kararı verilip verilmediği ve tutuklama müzekkeresinin infaz edilip
edilmediği araştırılarak, 466 sayılı Kanunda öngörülen tazminat isteme koşullarının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile ve gözaltı ve tutuklama işlemlerinin yapıldığı tarihte yürürlükte olmayan 5271 sayılı CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen sürede açılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi,
2- Gerekçeli karar başlığında, ”Dava” yerine ”Suç”, ”Dava tarihi: 14.03.2016” yerine ”Suç tarihi/saati: 16.03.2016” yazılması ile ”DAVACI: K.H.” ibaresine yer verilmesi,
Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 19.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.