Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2017/10410 E. 2019/8339 K. 10.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/10410
KARAR NO : 2019/8339
KARAR TARİHİ : 10.07.2019

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK’nın 89/4, 53/6. maddeleri gereğince
mahkûmiyet

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık, sanığın eşi ve Avukat … tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1)Avukat …’un temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yargılama aşamasında sanığı temsil eden bir avukatının bulunmadığı, mahkemece gerekçeli kararın sanığa 22/05/2015 tarihinde tebliğ edilmesinden sonra Avukat …’un 29/05/2015 tarihinde dosyaya temyiz dilekçesi sunarak sanığın yurt dışında olduğunu, temyiz süresinin kaçırılmaması için temyiz dilekçesi sunduğunu, iki hafta içerisinde sanığın vekaletnamesini ibraz edeceğini bildirmiş olmasına rağmen, dosyaya vekaletname ibraz etmediği, sanığın ve sanığın eşi tarafından süresinde temyiz dilekçesi verildiği ve dilekçeleri içeriğinde müdafii görevlendirdikleri ve vekaletname sunacakları yönünde de bir beyanda bulunmadıkları görülmekle, Avukat …’un temyize hak ve yetkisi bulunmadığı anlaşılmakla, temyiz isteğinin 1412 Sayılı CMUK’nın 317. maddesi gereğince isteme uygun olarak REDDİNE,
2)Sanığın ve sanığın eşinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince ise;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın ve sanığın eşinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a-İki kişinin hayati tehlike geçirecek ve kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı olayda, sanığın tam kusurlu olması nedeniyle temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesinde isabetsizlik bulunmamakta ise de, iki sınır arasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş şekli, meydana gelen zararın ağırlığı, maddede öngörülen cezanın alt ve üst sınırı nazara alınmak suretiyle, adalet, hakkaniyet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, alt sınırdan çok fazla uzaklaşılmak ve teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmek suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
b-TCK’nın 50. ve 51. maddelerinin sanık hakkında uygulanıp uygulanmamasına karar verilirken, sanığın geçmişi, kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılmasının gerektiği halde yasal olmayan gerekçe ile erteleme ve paraya çevirme hükümlerinin uygulanmamasına karar verilmesi,
c-TCK’nın 53/6. maddesinde, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceği düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca tayin olunacak güvenlik tedbirinin süresinin, fiilin ağırlığı ile orantılı, adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun olacak şekilde belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, mesleği şoförlük olan sanığın sürücü belgesinin 2 yıl süre ile geri alınmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın ve eşinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 10/07/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.