Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2017/10129 E. 2019/6393 K. 20.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/10129
KARAR NO : 2019/6393
KARAR TARİHİ : 20.05.2019

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK’nın 89/1, 2-b, 62, 52/2-3-4, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
TCK’nın 61. maddesinde belirlenen temel cezanın bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütler ve aynı Kanunun 3. maddesindeki adalet, hakkaniyet ve orantılılık ilkesi gözetilerek temel cezaların tayininde isabetsizlik görülmediğinden ve kurulan hükmün hukuki bir sonuç doğurmamasına imkan veren ve bu yönüyle sanık lehine olduğunda şüphe bulunmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sanık hakkında uygulanabilmesi için, diğer koşulların varlığının yanında, “Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi” gerektiği, yaralama ile sonuçlanan olay nedeniyle mahkemece asli kusurlu kabul edilen sanık hakkında, sanık tarafından bizzat kendi iradesiyle giderdiğine yaptıkları bir zarar giderimi bulunduğuna dair dosyada bilgi veya belge bulunmadığının ve katılanın da zararın giderilmediğini beyan ettiğinin anlaşılması karşısında, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından birisi olan mağdurun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi koşulunun yerine getirilmediği anlaşılmakla, hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının olayda gerçekleşmediği anlaşıldığından tebliğnamede bu konularda bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın kendisinin kusurlu kabul edilse dahi karşı tarafın da tali kusurlu olduğuna, karşı tarafın hızının ehliyetsiz olmasının da dikkate alınması gerektiğine, sanık müdafiinin, alt sınırdan fazla uzaklaşıldığına, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna dair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Katılanın hayat fonksiyonlarını 5. derecede etkileyen kemik kırıkları oluşacak şekilde yaralanmasının yanı sıra yaşamsal tehlike geçirecek şekilde de yaralandığı gözetilip, sanık hakkında tayin edilen temel cezanın TCK’nın 89/2-b, e. madde ve fıkralarına göre arttırılması gerekirken uygulanan kanun maddesinin eksik gösterilmesi sureti ile CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının (2.) bendine, “mağdurda” ibaresinden sonra gelmek üzere “yaşamsal tehlike ve” ibaresi ile “89/2-” ibaresinden sonra gelmek üzere “b,” ibaresinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme aykırı olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.