Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2016/9488 E. 2017/7645 K. 18.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/9488
KARAR NO : 2017/7645
KARAR TARİHİ : 18.10.2017

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Özel hayatın gizliliğini ihlal, İftira
Hüküm : TCK’nın 134/2, 62/1, 51/3-6; 267/1-2, 62/1, 51/3-6. maddeleri gereğince mahkumiyet

Özel hayatın gizliliğini ihlal ve iftira suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-İftira suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz isteminin incelenmesinde:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin cezalandırılmaya yeterli delil olmadığına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
2- Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz isteminin incelenmesine gelince:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin cezalandırılmaya yeterli delil olmadığına ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığa isnat edilen TCK’nın 134. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun, aynı Kanunun 139/1. maddesi uyarınca soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete tabi olduğu, katılanın 16.01.2011 tarihinde beyanı alınırken sanık hakkında daha sonra şikayetçi olacağını söylediği ve mahkemece talimat ile ifadesinin alındığı 28.01.2011 tarihinde kadar sanık hakkında şikayetçi olmayıp bu tarihte sanık hakkında şikayetçi olduğunu söylemesi karşısında katılanın 6 aylık yasal şikayet süresini geçirmiş olduğu gözetilmeden düşme kararı verilmeyip yargılamaya devamla yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki davanın TCK’nın 134, 139/1, 73/1 ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince DÜŞMESİNE, 18.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.