Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2016/8612 E. 2017/3099 K. 12.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/8612
KARAR NO : 2017/3099
KARAR TARİHİ : 12.04.2017

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 5271 sayılı CMK’nın 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanması ile, 2863 sayılı Kanunun 70/1, 5237 sayılı TCK’nın 62, 50/1-a, 52/4. maddeleri uyarınca mahkumiyet

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılama sonunda, 23/05/2013 tarihli karar ile sanığın 2863 sayılı Kanunun 70, 5237 sayılı TCK’nın 62/1, 52/2, 53/1, 5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 80 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, anılan kararın, katılan vekili tarafından yapılan itirazın merciince reddi üzerine 13/08/2013 tarihinde kesinleştiği, daha sonra sanığın, 18/08/2014 tarihinde kasten yaralama suçunu işlediği sabit kabul edilerek, Denizli 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/02/2015 tarihli ilamı ile mahkumiyetine hükmedildiği, anılan mahkumiyet hükmünün temyiz edilmeksizin 16/03/2015 tarihinde kesinleştiği, ihbar üzerine yeniden ele alınan dosyada, 5271 sayılı CMK’nın 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasına karar verildiği anlaşılmakla;
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin bir nedene dayanmayan sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 11. fıkrasında, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde mahkemece hükmün açıklanacağı belirtilmiş olup, bu iki halin gerçekleştiğinin saptanması durumunda mahkemece yapılacak işlem, önceden verilen, ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına konu olması nedeniyle hukuki varlık kazanmayan hükmün açıklanmasından ibarettir. Bu iki şarttan birine aykırılık nedeniyle hükmün açıklanması halinde, mahkemece uygulanmasında yasal zorunluluk bulunduğu halde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi nedeniyle uygulanamayan yasal hükümler hariç olmak üzere, önceki hükümde bir değişiklik yapılmayacağından, yeniden kurulan hüküm de önceden verilen hükmün infazını sağlamaya yöneliktir. Yeniden hüküm verilmesi ise, yalnızca sanığın “kendisine yüklenen yükümlülüklerin yerine getirilememesi” halinde mümkündür. Bu şart gerçekleştiğinde sanığa yeni bir imkan sağlamayı düşünen yasa koyucu, yükümlülüğün yerine getirilememesi haline münhasır olarak mahkemeye, sanığın durumunun değerlendirilmesi suretiyle, cezanın kısmen infazına ya da
önceki hükümde yasal zorunluluk nedeniyle tartışılamayan erteleme veya seçenek yaptırımlara çevirme kurumlarının değerlendirilmesi suretiyle yeniden hüküm kurması imkanını sağlamıştır. Bu son halde dahi mahkeme, sübut ve nitelendirmenin değiştirilmesi veya önceki uygulamadan dönme yönünde bir imkâna sahip olmamakta, yalnızca önceki hükmün varlığı kabul edilerek, belirli bir kısmının infaz edilmemesi ya da önceki hükümde değerlendirilemeyen TCK’nın 50 veya 51. maddelerinin uygulanması yetkisine sahip olabilmektedir. Bu açıklamalar ışığında, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işleyen sanık hakkındaki hükmün açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, sanığın, 2863 sayılı Kanunun 70/1, 5237 sayılı TCK’nın 62, 50/1-a, 52/4. maddeleri uyarınca 6.000 TL ve 80 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi,
Kabule göre de;
1- Hükmedilen adli para cezasının, 5237 sayılı TCK’nın 52/4. maddesi uyarınca taksitlendirilmesine karar verildikten sonra, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde, geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceğinin ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtarı ile yetinilmesi gerekirken, “taksitlerden birisinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsiline, ödenmeyen adli para cezasının hapis cezasına çevrilmesine” karar verilmesi,
2- Korunması gerekli taşınır kültür varlığı niteliğini haiz bir adet kumaş çocuk yeleği ile iki adet sahte sikkenin, 2863 sayılı Kanunun 75. maddesi uyarınca müzeye teslimine, adli emanetin 2008/3044 sırasında kayıtlı olup suçta kullanılmayan ve bulundurulması bizatihi suç teşkil etmeyen dedektörün sahibine iadesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, belirtilen hususlarda hüküm tesis edilmemesi kanuna aykırı,
3- Sanık hakkında bir tam gün karşılığı takdir edilen adli para cezasının miktarı belirlenirken uygulanan kanun maddesinin, 5237 sayılı TCK’nın 52/2. maddesi yerine 52/4. maddesi olarak gösterilmesi,
4- Gerekçeli karar başlığında …’nün katılan sıfatıyla yer alması,
İsabetsiz olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 12/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.