Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2016/829 E. 2017/3692 K. 08.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/829
KARAR NO : 2017/3692
KARAR TARİHİ : 08.05.2017

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : 10.000 TL maddi ve 60.000 TL manevi tazminatın
davalıdan alınarak davacıya verilmesine

Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekili ve davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Tazminat talebinin dayanağı olan İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.06.2013 tarih, 2007/27 Esas, 2013/125 sayılı kararının incelenmesinde; davacı hakkında üzerine atılı ”yağma” suçundan beraatine, “örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme” suçundan ise 8 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve verilen bu ceza ile ilgili olarak CMK’nın 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği dikkate alındığında, davacının tazminat talep etme hakkının bulunup bulunmadığının tespiti bakımından davacı ile ilgili tutuklama ve tahliyeye ilişkin müzekkere ve belgelerin Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde aslı ya da onaylı örnekleri dosya içine alınarak davacının hangi suç ya da suçlardan tutuklandığı belirlenip tutuklama müzekkeresinin infaz edilip edilmediği, infaz edilmiş olması halinde, infaz tarihleri ceza infaz kurumundan sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de;
1- Dava dilekçesinde davacı lehine 10.000 TL maddi tazminata hükmolunması ile maddi ve manevi tazminat için dava tarihinden itibaren faiz talep edilmiş olmasına karşın, davacı vekilinin 27.05.2014 havale tarihli dilekçesinde tutuklama tarihinden itibaren faize hükmolunmasını talep ettiği, yine 19.09.2014 havale tarihli dilekçede ve 22.09.2014 tarihli celsede talep edilen maddi tazminat miktarının da 30.000 TL olarak ıslah edildiğinin anlaşılması karşısında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 177/2 maddesi gereğince, davacı tarafın bu taleplerinin davalı tarafa bildirilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,
2- Tutuklandığı tarihte avukat olan davacının vergi mükellefiyeti kaydının tutuklandığı tarihten önce terkin edildiği, davacının geliri ve tutuklu kaldığı döneme ilişkin kazanç kaybı miktarı konusunda itibar edilebilecek herhangi bir belge ibraz edilemediği ve davacı vekilinin talep edilen maddi tazminat miktarını 30.000 TL’ye ıslah ettiği dikkate alınarak, tutuklu kalınan döneme ilişkin olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarları üzerinden hesaplanacak 13.166,84 TL’nin maddi tazminat olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken, maddi tazminat miktarının 10.000 TL olarak eksik tayini,
3- Davacı vekilinin 27.05.2014 havale tarihli dilekçesinde tutuklama tarihinden itibaren yasal faize hükmolunmasını talep ettiği dikkate alınarak, kabul edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarına tutuklama tarihi olan 09.12.2006 tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmolunması,
4- Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacı lehine belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda fazla manevi tazminata hükmolunması,
5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/3. maddesinde, koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davalarında tarifenin üçüncü kısmı gereğince avukatlık ücretine hükmolunacağının ancak hükmolunacak avukatlık ücretinin aynı tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünün onuncu sırasındaki ücretten az olamayacağının belirtildiği dikkate alınarak, davacı lehine kabul edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının toplamı üzerinden tarifenin üçüncü kısmındaki oranlardan hesaplama yapılarak bulunacak nispi vekalet ücreti miktarının, tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünün onuncu sırasında belirlenen maktu vekalet ücretinden yüksek olması durumunda, davacı lehine nispi vekalet ücretine hükmolunması gerektiğinin gözetilmemesi,
6- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekili ve davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 08.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.