Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2016/7977 E. 2017/3067 K. 11.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/7977
KARAR NO : 2017/3067
KARAR TARİHİ : 11.04.2017

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : CMK’nın 231/11. maddesi gereği açıklanan TCK’nın 179/3-2, 62. maddeleri gereğince mahkumiyet

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan yapılan yargılama sonucunda, sanığın TCK’nın 179/3-2, 62. maddeleri gereğince 1 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, CMK’nın 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca sanığın 5 yıllık denetim süresine tabi tutulmasına dair Bursa 6. Sulh Ceza Mahkemesinin 31.12.2013 tarihli, 2013/871 esas, 2019/1218 karar sayılı kararının 21.01.2014 tarihinde kesinleşmesini müteakip denetim süresi içerisinde 14.06.2014 tarihinde sanığın işlediği “kişilerin huzur ve sükunu bozma” suçu nedeniyle Bursa 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/497 esas, 2015/23 karar sayılı ilamı ile 2 ay 15 gün erteli hapis cezasına ilişkin 27.01.2015 tarihli kararının 04.02.2015 tarihinde kesinleşmesi üzerine hükmün CMK’nın 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına ilişkin Bursa 21. Asliye Ceza Mahkemesinin 06.03.2015 tarih, 2015/144 esas, 2015/144 karar sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141 ve 5271 sayılı CMK’nın 34. maddeleri uyarınca bütün mahkeme kararlarının, karşı oy da dahil olmak üzere gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Gerekçe, hükmün dayanaklarının, akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun açıklamasıdır. Ceza Muhakemesi Kanununun 230/2. maddesinde aynı Kanunun 223. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen hallerden hangisine dayanıldığının delilleri ile birlikte gösterilmesi gerektiği, 232/6. maddesinde ise mahkeme tarafından verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, yasa koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi, uygulamada da keyfiliğe yol açacaktır. Bu itibarla keyfiliği önlemek, tarafları tatmin etmek, sağlıklı bir denetime olanak sağlamak bakımından, hükmün gerekçeli olmasında zorunluluk bulunmaktadır. Hükmün gerekçeyi ihtiva etmemesi ise 1412 sayılı Kanunun 308/7 ve 5271 sayılı CMK’nın 289/1-g bendi uyarınca hukuka kesin aykırılık halini oluşturacaktır. İncelenen dosya kapsamına göre; somut olayda, iddia, savunma ve kabul ile kabulü sağlayan delillerin gösterilmemesi suretiyle gerekçesiz hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 11/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.