Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2016/7429 E. 2017/2964 K. 10.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/7429
KARAR NO : 2017/2964
KARAR TARİHİ : 10.04.2017

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : CMK’nın 223/2-c maddesi uyarınca beraat

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, Mahalli Cumhuriyet Savcısı ve Üst Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, Mahalli Cumhuriyet Savcısı ve Üst Cumhuriyet Savcısının sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
TCK’nın 179/3. maddesinde düzenlenen; alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle veya başka bir nedenle “emniyetli bir şekilde” araç kullanamayacak kişinin, bu halde araç kullanması suçu kasıtla işlenebilecek bir suçtur. Alkol ve uyuşturucu maddenin sırf kullanılmış olması bu suçun oluşması için yeterli olmamakla birlikte Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere; alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde, güvenli sürüş yeteneğini kaybedip etmediği, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, nistagmus, akomadasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı dahili muayenesine yönelik tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği, ancak böyle bir tespit yapılmamış olsa bile bireysel farklılıkları da elimine edebilecek şekilde 100 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin bilimsel olarak kabulü gerektiği anlaşılmakla;
İncelenen dosyada, olay tarihinde saat 00:00 sıralarında, sanık … ‘ın sevk ve idaresindeki aracıyla seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybederek yoldan çıkıp devrilmesi sonucu maddi hasarlı yaralamalı trafik kazasının meydana geldiği, kazadan bir saat sonra sanığın aldırılan adli raporunda 0.92 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, bilimsel verilere göre insan vücudundan saatte ortalama 0.15 promil alkol atıldığı, buna bağlı olarak, araç kullandığı esnada 1.07 promil alkollü olacağı anlaşılan sanığın, güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 48/6. maddesindeki “yapılan tespit sonucunda, 1.00 promilin üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanununun 179 uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanır” şeklindeki düzenleme de dikkate alınarak atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu gözetilmeden, sanığın mahkumiyeti yerine, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de:
Sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığının kabul edilmesi karşısında, sanık hakkında CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraat hükmü kurulması gerektiği gözetilmeden, uygulama alanı bulunmayan CMK’nın 223/2-c maddesi gereğince beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısı ve üst Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 10/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.