Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2016/6711 E. 2018/2261 K. 28.02.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/6711
KARAR NO : 2018/2261
KARAR TARİHİ : 28.02.2018

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK’nın 89/4, 62/1,52/2-4, 53/6 maddeleri gereğince mahkumiyet

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında hükmedilen 1500-TL adli para cezası ile birlikte güvenlik tedbiri olarak sürücü belgesinin de geri alınmasına karar verilmesi karşısında, hükmün temyizi mümkün bulunmakta olup,Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.03.2012 gün, 6-386; 30.11.2010 gün, 5-237; 29.05.2007 gün, 114-113; 26.05.2009 gün ve 50-130 sayılı ve benzer kararlarında vurgulandığı üzere; 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 40/2, 5271 sayılı CMK’nın 34/2, 231/3, 232/6. maddeleri gereğince, hüküm ve kararlarda, başvurulacak yasa yolu, süresi, başvuru yapılacak merci ile başvuru şeklinin anlaşılabilir nitelikte açıkça gösterilmesi zorunludur. Bunlardan bir veya birkaçının eksik ya da hatalı gösterilmesi CMK’nın 40. maddesi uyarınca eski hale getirme nedenini oluşturmaktadır. Bu bildirimlerdeki temel amaç, kanun yollarına başvuru hak ve yetkisi bulunanların, başvuru haklarını etkin bir biçimde kullanmalarının sağlanması ve bu eksiklik nedeniyle hak kayıplarına yol açılmamasıdır. Ancak burada dikkat edilecek veya eski hale getirme nedeni oluşturacak husus, eksik veya yanılgılı bildirim nedeniyle bir hakkın kullanılmasının engellenip engellenmediğinin belirlenmesidir. Bildirimdeki eksikliğin yol açtığı bir hak kaybı bulunmamakta ise, bu durum eski hale getirme nedeni oluşturmayacaktır. Bu açıklamalar ışığında, mahkemece, kararın kesin olduğu belirtilerek yasa yoluna başvuru hususunda sanığın yanıltılması nedeniyle, sanığın kararı temyiz ettiği tarih öğrenme tarihi olarak kabul edilerek, sanığın temyizinin süresinde olduğu değerlendirmesi ile dosyanın yapılan incelemesinde;
TCK’nın 89/1. maddesinde hapis cezası ile adli para cezasının seçenek yaptırım olarak öngörüldüğü, uygulama yapılırken hürriyeti bağlayıcı cezanın tercih edilmiş olması nedeniyle, aynı Kanun’un 50/2. maddesi hükmü uyarınca hapis cezasının adli para cezasına çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi,aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, mahkumiyet kararının kanuna aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;

Hükmün gerekçe kısmında, sanığın TCK’nın 89/1 maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verildiği belirtildiği halde hüküm kısmında TCK’nın 89/4 maddesinin yazılması,
Bozmayı gerektirmiş olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün 1. paragrafındaki ” TCK’nın 89/4 maddesi” ibaresinin çıkartılarak yerine ” TCK’nın 89/1 maddesi” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.