YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/643
KARAR NO : 2017/3464
KARAR TARİHİ : 26.04.2017
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm :Talebin reddine
Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Tazminat talebine konu olan Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/611 Esas – 2012/620 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; hakkında terör örgütü propagandası yapma ve silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçlarından cezalandırılması istemiyle dava açıldığı, yapılan yargılama sonunda 09/11/2012 tarihli karar ile davacı (sanık) hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası verildiği, ayrıca davacı (sanık) hakkında terör örgütü propagandası yapma suçundan 6352 sayılı Kanun’un geçici 1-b maddesi gereğince kovuşturmanın ertelenmesine karar verildiği, terör örgütü propagandası yapma suçuna ilişkin kararın 17/03/2013 tarihinde kesinleştiği, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçuna ilişkin kararın ise Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 20/02/2014 tarihli 2014/1207 Esas- 2014/2101 Karar sayılı ilamı ile davacı (sanık) hakkında aynı eyleminden ötürü 3713 sayılı Kanun’un 7/2 maddesinde tanımlanan suç nedeniyle TCK’nun 314/3, 220/6 maddeleri gereğince ayrıca ceza verilemeyeceğinden bahisle bozulduğu, bunun üzerine aynı gerekçe ile Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 25/04/2014 tarih 2014/34 Esas- 2014/14 Karar sayılı dosyasında davacı hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan beraat kararı verildiği bu kapsamda Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nce davacı (sanık) hakkında terör örgütü propagandası yapma suçundan verilen 6352 sayılı Kanun’un geçici 1-b maddesi gereğince kovuşturmanın ertelenmesine, erteleme kararının verildiği tarihten itibaren üç yıl içinde basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle; temel şekli itibariyle adli para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suç işlemesi ve bu suçtan dolayı kesinleşmiş hükümle cezaya mahkum olunduğu takdirde, ertelenen kovuşturmaya devam edilmesine aksi halde davanın düşeceğine ilişkin hüküm de dikkate alındığında, öncelikle davacı ile ilgili yakalama, gözaltı, tutuklama ve tahliyeye ilişkin tüm müzekkere ve belgelerin Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde aslı ya da onaylı örnekleri de dosya içine alınarak, davacının hangi suçtan veya suçlardan tutuklandığı, tutuklama müzekkeresinin infaz edilip edilmediği, infaz edilmiş olması halinde, infaz tarihlerinin ilgili ceza infaz kurumundan sorulması suretiyle davacının tutuklama ve tahliye tarihleri ile infaz edilen sürenin tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirlenmesi sonrasında davacının tutuklu kaldığı suç ile ilgili ceza dava dosyasının akıbetinin ve davacı (sanık) hakkında verilip kesinleşen bir mahkumiyet veya düşme kararı bulunup bulunmadığının araştırılarak sonucuna göre davacının hukuki durumunun tayin ve tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Her ne kadar CMK’nın 144/1-a maddesinin yürürlükten kaldırılması nedeniyle mahsup tazminata engel oluşturmayacak ise de, mahsup edilen sürenin hükmolunacak tazminat miktarının tayininde dikkate alınması gerektiği nazara alındığında, davacının gözaltı ve tutukluluk süresinin diğer bir hükümlülüğünden mahsup edilip edilmediğinin araştırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 26/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi