Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2016/598 E. 2017/4033 K. 17.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/598
KARAR NO : 2017/4033
KARAR TARİHİ : 17.05.2017

Mahkemesi : Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : Beraat

Taksirle öldürme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık müdafiinin temyiz itirazlarının vekalet ücretine hasren yapıldığı anlaşılmakla:
Sanık … hakkında, “dosya arasında bulunan ve hükme esas alınan Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 17/10/2014 tarihli raporuna istinaden, sanığın gündüz vakti, meskun mahalde sevk ve idaresindeki otomobil ile seyri sırasında geldiği olay mahalli yol bölümünde seyrine göre sağındaki seyir halindeki aracın ani fren yapması akabinde, önündeki araçla çarpışmamak için manevra yapıp sol tarafından geçme eyleminde bulunması sırasında, araç önünden koşarak karşıya geçmek üzere yakın mesafeden, aniden, seyir yoluna giren maktül yayaya sol şeritte çarpmasıyla meydana gelen olaydaki bu oluş şartlarında olayı önleme imkanı olmadığı, oluş üzerine hatalı tutum ve davranışı bulunmadığından, sanığın üzerine atılı suçtan beraatine” karar verilmiş ise de, soruşturma ve kovuşturma aşamasında beyanına başvurulan görgü tanığı …’ın, sanığın aracı ile yaklaşık 70-80 km/s hız ile seyrettiğini, kendisinin önde giden aracı çocuğa çarpmaması için durdurduğu esnada sanığın önünde aniden durmak zorunda kalan aracı hızlı şekilde sollaması sırasında yola fırlayan maktüle çarptığı ve çocuğu 30-40 metre kadar ileriye fırlattığını beyan ettiği, kaza tespit tutanağında çarpma noktası ile çocuğun fırladığı yer arasında 32,10 metre mesafe bulunduğu ve çarpma noktasının kontrolsüz kavşağın oldukça bulunduğu, sanığın ise önünde aniden duran araç ile kendisi arasında yaklaşık 20 metre kadar mesafe bulunduğunu, bu aracın aniden durması üzerine yaklaşık 50 km/s hız ile bu aracın solundan geçtiği sırada çocuğun önüne fırladığını savunması karşısında;
Sanığın aracı ile olay mahalline yakın bulunan kavşakta hızını azaltmadığı, sonrasında ise 50 km/s hızla gittiği kabul edilse bile bu hızla giden bir aracın yaklaşık 20 metre kadar önündeki diğer aracın aniden durması halinde yol güvenliğini sağlamak amacıyla yavaşlayarak kontrollü bir şekilde sollamaya geçmesi gerekirken hızını güvenli geçişe imkan verecek şekilde azaltmadan seyrine devam etmesi nedeniyle kazanın meydana geldiği değerlendirildiğinde, hükme esas alınan Ankara Adli Tıp Kurumu raporunun olayın oluşuna uygun olmadığı, tüm bu tespitler ile sanığa tali kusur veren kaza tespit tutanağı ve Adli Tıp Kurumu raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi, tarafların savunma ve itirazlarının değerlendirilmesi, sanığın kusur durumunun her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı biçimde tespit edilmesi bakımından olay yerinde keşif yapılarak, tarafların kusur durumuna ilişkin İstanbul Adli Tıp Kurumu veya İstanbul Teknik Üniversitesi Trafik Kürsüsünden veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Güvenliği Daire Başkanlığından bilirkişi raporu alınmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde sanığın beraatine karar verilmesi;
Kabule göre ise;
Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 17.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.