Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2016/5794 E. 2017/6902 K. 02.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/5794
KARAR NO : 2017/6902
KARAR TARİHİ : 02.10.2017

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davanın kısmen kabulü ile 1.500 TL manevi tazminatın davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine

Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Davalı vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan ve 21.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik HUMK’un 427. ve ek 4. maddelerindeki temyiz sınırı ve hükmolunan tazminat miktarına göre davalı vekili açısından hükmün kesin nitelikte olması ve katılma yolu ile temyiz isteminde bulunmadığının anlaşılması sebebiyle davalı vekilinin temyiz isteminin 1086 sayılı HUMK’un 432. maddesi gereğince REDDİNE
2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Hükmün verildiği duruşmaya iştirak eden Cumhuriyet Savcısının isim ve sicil bilgilerinin gerekçeli karar başlığında gösterilmemesi, mahallince düzeltilmesi mümkün yazım eksikliği olarak, gerekçeli karar başlığında, dava yerine, suç ibaresine yer verilmesi ise mahallince düzeltilebilmesi mümkün yazım yanlışlığı olarak değerlendirilmiştir.
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile 684,72 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine ilişkin Ardahan Ağır Ceza Mahkemesi’nin 26/06/2013 tarih, 2013/65-2013/71 sayılı ilamının Dairemiz tarafından yapılan 04/11/2014 tarihli temyiz incelemesinde, maddi tazminat miktarı ile ilgili herhangi bir bozma sebebi gösterilmemiş ise de bu hususla ilgili onama yapılmadığının anlaşılması karşısında, maddi tazminat istemi ile ilgili kesinleşmiş hüküm bulunmadığı, bu kapsamda davacının maddi tazminat istemi ile ilgili karar verilmesi gerektiği gözetilmemiş ise de, sonradan karar verilebileceği değerlendirildiğinden, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine hüküm tarihinde geçerli olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının birinci bendinden sonra gelmek üzere; “ Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca 3.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine” ibaresinin yazılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.