Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2016/5127 E. 2018/12458 K. 20.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/5127
KARAR NO : 2018/12458
KARAR TARİHİ : 20.12.2018

Mahkemesi : İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Tüm sanıklar hakkında; 5271 sayılı CMK’nın 223/2-a maddesi uyarınca beraat

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
15/02/1939 tarih ve 43/28 sayılı içtihadı birleştirme kararında da vurgulandığı üzere, kamu davasına katılma hakkına sahip olan ve usulüne uygun bir biçimde yaptığı istemle başvurmuş olan kişinin, duruşmanın sonuna kadar hazır bulunarak talepleri tutanağa geçirildiği ve gösterdiği deliller dinlenildiği takdirde, davaya katılma isteminin eylemli olarak kabul edilmiş sayılacağı, bu nedenle, davaya katılma istemi hakkında mahkemece verilmiş açık bir karar olmamakla birlikte, hazine vekilinin tutanaklara “katılan vekili” olarak yazılmış olması karşısında, katılmadan kaynaklanan hakların kullanımına engel bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, ayrıca katılma kararı verilmesine gerek görülmemiştir.
1- Sanık…’nun beraatine ilişkin hükmün incelenmesinde;
Katılan vekilince ibraz olunan 02/09/2013 havale tarihli katılma talep dilekçesi ile sadece sanıklar…. ve … yönünden davaya katılma talebinde bulunulması karşısında, sanık… yönünden katılan sıfatını haiz olmayan Kültür ve Turizm Bakanlığı adına hazine vekilinin, adı geçen sanık hakkında tesis edilen hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmadığı anlaşılmakla, temyiz isteminin, 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
2- Sanıklar … ve …’nun beraatlerine ilişkin hükmün incelenmesine gelince;
Dosya içerisinde mevcut 18/07/1980 tarihli yapı tatil tutanağı ile durdurma emrinden sonra yapıma devam edildiğine dair 26/11/1980 tarihli tutanak birlikte değerlendirildiğinde, 3 parseldeki tescilli binanın yerine yeni bina inşa etme eyleminin 26/11/1980 tarihi itibariyle tamamlanmış olduğu, sanıklar … ve…’ın daha önce yargılandıkları Sarıyer 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/541 Esas sayılı dosyasına sunulan 28/03/2011 tarihli bilirkişi raporunda da, kullanılan malzeme ve işçilik ile yıpranma durumu dikkate alındığında, 5 parseldeki tescilli binanın bodrum kat + zemin kat + 1. normal kat + 2. normal katlarının dış yüzeyinin ahşap olduğunun, 3. normal kat ve çatı arasının ise, yaklaşık 30 yıl önce ilave edildiğinin belirtildiği anlaşılmakla; 3 ve 5 parsellerde gerçekleştirilen suça konu eylemler bakımından suç tarihi olarak 1980 – 1981 yılları kabul edilmek suretiyle yapılan incelemede;
Sanıklara isnat edilen eylem, suç tarihi itibarıyla 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi yollamasıyla lehe neticeler doğuran (mülga) 765 sayılı TCK’nın 102/4. maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Dava zamanaşımını kesen nedenlerin varlığı halinde süre yeniden işlemekte ise de, bu süre 104/2. maddesi uyarınca en fazla yarı oranında uzayacağından, suç tarihi olan 1980 – 1981 yıllarından itibaren 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık zamanaşımı iddianame tarihinden önce gerçekleşmiş ve 5271 sayılı CMK’nın 223/9. maddesindeki şartların da oluşmadığı anlaşılmakla, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olup, hükmün gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 765 sayılı TCK’nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince davanın DÜŞMESİNE, 20/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.