Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2016/4181 E. 2018/11735 K. 06.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/4181
KARAR NO : 2018/11735
KARAR TARİHİ : 06.12.2018

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Tüm sanıklar hakkında; 5271 sayılı CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca Beraat

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan vekilince ibraz olunan 12/01/2015 havale tarihli temyiz dilekçesinin “sanık” bölümünde sadece sanıklar …, … ve …’ün isimlerinin yazılı olması ve dilekçe içeriğinde, suçu sabit olan sanıkların beraatlerine karar verildiğinden, temyiz isteminde bulunulduğunun belirtilmesi karşısında; sanık … hakkındaki davanın düşmesine ilişkin hükmün, temyiz isteminin kapsamı dışında bırakıldığı değerlendirilerek yapılan incelemede;
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesindeki Koruma Uygulama ve Denetim Müdürlüğü uzmanlarınca düzenlenen 22/11/2012 tarihli yapı tespit tutanağında, İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 26/12/1990 tarih ve 2398 sayılı kararı ile onaylı projesine aykırı olarak, tescilli binanın pencerelerinde ve giriş kapılarında, malzeme ve biçimsel değişiklikler yapıldığının, sol ön cephede iş yeri kullanımına yönelik camekan oluşturulduğunun belirtildiği, bahse konu taşınmazın bağımsız bölüm malikleri olan sanıklar hakkında, sözü edilen tutanağa dayanılarak açılan dava kapsamında, 13/06/2014 tarihinde keşif yapıldığı, inşaat mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 24/06/2014 tarihli raporda, yapının sol yan cephesinde, iş yeri kullanımına yönelik camekanın iptal edilerek projesine uygun hale getirildiğinin, zemin kat pencere ve giriş kapısının onaylı projesine uygun hale getirildiğinin, ancak konut cephesinde, giyotin pencerelerin yapılmadığının, giriş kapısının, bodrum kat + 1. normal kat + 2. normal kat pencerelerinin projesine uygun hale getirilmediğinin belirtildiği;
Dosya içerisindeki tapu kaydına göre, tescilli taşınmazda bodrum kat, (1) numaralı bağımsız bölümün, 19/10/2006 tarihi itibariyle sanık …’ün; zemin kat, (2) numaralı ve 2. kat, (5) numaralı bağımsız bölümlerin, 14/01/1993 tarihi itibariyle sanık …’in; zemin kat, (3) numaralı ve diğerlerinden farklı olarak “dükkan” vasıflı bağımsız bölümün, 14/01/1993 tarihi itibariyle, hakkındaki davanın düşmesine karar verilen sanık …’nun ve 1. kat, (4) numaralı bağımsız bölümün, 20/10/2006 tarihi itibariyle 1/2 hisse ile sanık …’ın mülkiyetinde bulunduğu, her bir bağımsız bölümün beyanlar hanesinde, 11/07/1987 tarihli “kültür varlığıdır” şerhinin mevcut olduğu, sanık …’ın 06/02/2014 tarihli duruşmada, bağımsız bölümü satın aldığı zaman salon pencerelerini pimapen yaptığını, diğer pimapenlerin, taşınmazı satın aldığı kişi tarafından yapıldığını beyan ettiği, sanık …’in 26/11/2013 tarihli duruşmada, suça konu taşınmazdaki iki adet daireyi 1990 yılında satın aldığını, aldıktan sonra dairelerde izinsiz olarak bir kısım tadilatlar yaptığını söylediği, aynı sanığın kovuşturma aşamasında doğruluğunu kabul ettiği kolluk ifadesinde de, dairelerine pimapen pencere yaptırdığını dile getirdiği anlaşılmakla;
Olay yerinde, önceki keşfe katılandan farklı bir inşaat mühendisi ve ayrıca sanat tarihçi bilirkişi refakatinde yeniden keşif yapılarak, 24/06/2014 tarihli bilirkişi raporunda, onaylı projesine uygun hale getirilmediği belirtilen müdahalelerin ruhsata tabi esaslı müdahale mi yoksa 3194 sayılı İmar Kanununun 21/3. maddesi kapsamında ruhsata tabi olmayan tadilat ve tamirat mı olduğunun, kullanılan malzemelerin cinsi, yıpranma durumu, renk solmaları, paslanma ve karbonlaşma gibi teknik veriler ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek ayrı ayrı yapılış zamanlarının, hangi müdahale ya da müdahalelerin tescilli kültür varlığında zarar oluşumuna, kültür varlığının özgünlüğünü kaybetmesine sebebiyet verdiğinin ve bu müdahalelerin hangi sanığın kullanımındaki bağımsız bölümde gerçekleştirildiğinin tereddütsüz şekilde belirlenmesi, böylece suçun unsurları bütünüyle ve şüpheden uzak biçimde ortaya konularak, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince beraate ilişkin hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 06/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.