Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2016/3282 E. 2016/5253 K. 30.03.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/3282
KARAR NO : 2016/5253
KARAR TARİHİ : 30.03.2016

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 03/12/2015
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 65/1, TCK’nın 62, 51/1-3, 52/2, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyet.

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Anayasa Mahkemesinin, TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilerek yapılan incelemede;
İzmir 1 numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 07.05.1992 tarih ve 3683 sayılı kararıyla 1. derece doğal sit alanı olduğu kabul edilen … ili, … ilçesi, … köyü, … mevkii, 130 ada, 1 sayılı parselde yer alan ve tapuda sanık adına kayıtlı olan 125 numaralı dubleks binada, İzmir İl Özel İdaresi görevlilerince 20.10.2011 tarihinde yapılan denetimde, sanık tarafından izin alınmadan nitelikli tadilatların yapıldığının, projesinde çiçeklik olarak gözüken yere pvc malzemeden kapalı deponun, yine binaya üstü ahşap sundurma ve kısmi açılır camdan terasın yapıldığının tespit edildiği, fiziki ve inşai müdahale niteliğindeki bu uygulamaların sanık tarafından, binanın satın alındığı 18.07.2008 tarihinden sonra yaptırıldığının belirlenmesi üzerine, sanık … hakkında soruşturmaya başlandığı ve 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan davanın açıldığı, her ne kadar sanık verdiği ifadelerinde, davaya konu uygulamalar için izin alınması gerektiğini bilmediğini beyan etmiş ise de; davaya konu yerin tek yapı ölçeğindeki kültür veya tabiat varlığı olmayıp, 1. Derece Doğal Sit Alanı ilan edilmiş bölge içerisinde yer aldığı, bu nedenle somut olayda sit alanı kabulü kararının ilgililerine tebliği zorunluluğundan bahsedilemeyeceği, sanığın bu yerin sit alanı kabul edilen bölge içerisinde yer aldığını bildiğinin kabul edilebilmesi için taşınmazın tapu kaydında koruma kararına ilişkin şerhin bulunmasının, şerh de yoksa koruma kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilmiş olmasının yeterli olduğu, sit ilanına ilişkin kararın ise mahallinde 14.04.2000 tarihinde mutat vasıtalarla duyurulduğu ve buna ilişkin tutanakların dosya kapsamında bulunması karşısında, sanığın suça konu yerin doğal sit alanı içerisinde kaldığını bildiğinin kabul edilmesi gerektiği, böylece sanık hakkında kurulan beraat gerekçesinin yerinde olmadığı, 18.11.2012 tarihli olay yeri keşfine iştirak eden kadastro teknisyeni ve inşaat mühendisinden alınan bilirkişi raporlarından ve inşaat mühendisleri bilirkişi heyetinden alınan 10.06.2013 tarihli rapordan anlaşılacağı üzere, sanığın fiziki ve inşai müdahale kapsamındaki izinsiz uygulamaları yaptığı binanın, 1. derece doğal sit alanı içerisinde yer aldığı, eyleminin 2863 sayılı Kanunun 9. maddesi kapsamında fiziki ve inşai müdahale niteliğinde olduğu, tüm bu nedenlerle sanığın eylemlerine uyan 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan mahkumiyetine karar verilmesinde bir aykırılığın olmadığı anlaşılmakla,
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, üzerine atılı suçu işlemediğine, bu nedenle beraatine karar verilmesi gerektiğine, katılan vekilinin ise sanığa verilen cezanın yetersiz olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 30.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.