Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2016/2918 E. 2017/7608 K. 18.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/2918
KARAR NO : 2017/7608
KARAR TARİHİ : 18.10.2017

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : Sanık … … hakkında: Beraat
… ve … hakkında: TCK’nın 85/1, 62, 50/1-a, 52/2-4 . maddeleri gereğince mahkûmiyet

Taksirle öldürme suçundan sanık … … beraatine ilişkin hüküm, katılan ve müşteki vekili ile sanık … … tarafından; sanıklar … ve …’ın mahkumiyetine ilişkin hükümler ise sanıklar … ve …’ın müdafiileri ile katılan ve müşteki vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Vekili aracılığıyla aşamalarda şikayetçi olan, sanıkların mahkumiyetine karar verilmesi talebinde bulunan ve hükmü temyiz etmek suretiyle katılma iradesini ortaya koyan, ölen …’nın kızı müşteki …’nun suçtan doğrudan zarar gören sıfatıyla, 5271 sayılı CMK’nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmasına karar verilerek yapılan incelemede;
1)Sanık … ve …’ın mahkumiyetine ilişkin hükümlerin temyizen incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafiileri ile katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanıklar hakkında hükmolunan hapis cezalarının TCK’nın 49/2. maddesi uyarınca kısa süreli olmaması nedeniyle, hükümlerin esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmında, hürriyeti bağlayıcı cezaların adli para cezasına çevirmenin yasal dayanağını oluşturan TCK’nın 50/4. maddesinin gösterilmemesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, sanık … hakkında kurulan (2) numaralı hükmün 3. paragrafında yer alan “TCK’nun 50/1-a. maddesi” ibaresinin “50/4,1-a maddesi” ibaresi ile; yine sanık … hakkında kurulan (3) numaralı hükmün 3. paragrafında yer alan “TCK’nun 50/1-a. maddesi” ibaresinin “50/4,1-a maddesi” ibaresi ile değiştirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2))Sanık … …. beraatine ilişkin hükmün temyizen incelenmesine gelince ise;
Olay tarihinde Ankara Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında Toki şantiyesinde sanık …’ın harfiyat alanı içerisinde geri manevra ile yükleme alanına yaklaştığı sırada, taşeron …Şirketinde işçi olarak çalışan …’nın aracın altında kalarak ölümüne sebebiyet verdiği olayda, 20/01/2012 tarihli bilirkişi raporuna göre sanık … ile birlikte şantiye şefi ile harfiyat yükleme alanı sorumlusunun da kusurlu olduğunun belirtildiği, sanık hakkında yürütülen soruşturma sonucunda şantiye şefi olduğundan bahisle kamu davası açıldığı, ancak sanığın müdafii tarafından sunulan 06/12/2012 tarihli dilekçe içeriği ve aşamalarda sanığın savunmasında “Aski Genel Müdürlüğü Su ve Kanal İşletme Dairesi Başkanlığında, inşaat mühendisi olarak görev yaptığını, Aski Genel Müdürlüğünün sorumluluk alanında bulunan şantiyelerle ilgili olarak hangi araçların hangi şantiyeye gideceğinden ve bu araçların mazot durumu ve ekipmanından sorumlu olduğunu, sanığın olayın meydana geldiği harfiyat alanına gidecek araç ve makinayı belirlediği, bunun dışında şantiye alanında yürütülen işin yönetim ve idaresi hususunda bir sorumluluğunun bulunmadığını” belirttiği, ayrıca bu dilekçeye ek olarak 02/12/2008 tarihli Aski Genel Müdürlüğü Su ve Kanal İşletme Dairesi Başkanlığı’nın sanık hakkındaki görevlendirme yazısının eklendiği, bu bilgi ve belgelere göre sanığın şantiyede yürütülen işin idare ve denetiminden sorumlu olmadığının anlaşıldığı, bu kapsamda öncelikli olarak olayın meydana geldiği şantiyenin şefi yoksa şantiyenin bağlı bulunduğu şirket temsilcisinin tespit edilerek taksirle öldürme suçundan dava açılması sağlanıp, dava açılması halinde incelemeye esas dosya ile birleştirilerek, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme ile sanığın beraatine karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre ise; beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekili ile sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebepden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 18/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.