Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2016/2650 E. 2017/7389 K. 11.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/2650
KARAR NO : 2017/7389
KARAR TARİHİ : 11.10.2017

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları bir aletle dinleme veya bir ses alma cihazı ile kaydetme, kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri ifşa etme
Hükümler : 1- Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları bir aletle dinleme veya bir ses alma cihazı ile kaydetme suçundan dolayı TCK’nın 133/1, 62/1, 51, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyet
2- Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri ifşa etme suçundan dolayı TCK’nın 133/3, 62/1, 52/2-4, 51, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyet

Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları bir aletle dinleme veya bir ses alma cihazı ile kaydetme ve kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri ifşa etme suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin sanığın suç işleme kastıyla hareket etmediğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Dosya kapsamına göre; market işleten sanık …’nın, aynı mahallede oturan ve müşterisi olan mağdur …’nın üvey kızı …le evlenip evlenmeyeceğine dair 2012 yılı Haziran ayında mağdurla market içerisinde yaptıkları aleni olmayan konuşmaları ve mağdurun akrabaları başta olmak üzere başka kişiler hakkındaki olumsuz açıklamalarını gizlice kaydedip, mağdurun üvey kızı ile ilişkisi olduğuna dair dedikoduları işitmesi ve mağdurun üvey kızının bir başkası ile evlenmesi üzerine, mağdurun üvey kızına ilgi duymadığına, onunla bir ilişkisinin bulunmadığına, aksine, mağdurun kendisine baskı yaparak üvey kızıyla evlendirmeye çabaladığına ilişkin iddialarını ispatlamak amacıyla, ses kaydını, arkadaşları ve mağdurun eşinin akrabaları olan tanıklar …, … ve ……, 2013 yılı içerisinde ayrı ayrı dinlettiği ve ses kaydının içeriğinin ifşa edilmesi nedeniyle mağdurun ailevi sorunlar yaşadığı olayda;
Sanık tarafından sadece mağdurla yüz yüze yapılan, bir üçüncü kişinin dahil olmadığı konuşmaların kaydedilmesi karşısında, TCK’nın 133. maddesinin 1. fıkrasında tanımlanan kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları bir aletle dinleme veya bir ses alma cihazı ile kaydetme ve sanığın tarafı olduğu konuşmayı kaydetmek suretiyle elde ettiği verileri ifşa etmesi karşısında, aynı Kanun’un 133. maddesinin 3. fıkrasında tanımlanan kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri ifşa etme suçlarının yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilerek, ses kaydının içeriğine göre, mağdurun özel yaşam alanına girdiğinde kuşku bulunmayan konuşmalarını, mağdur tarafından kendisine karşı işlenmekte olan ve ani gelişen bir suç bulunmadığı halde, onun bilgisi ve rızası dışında kaydeden ve mağdurun içeriği özel konuşmalarının kaydedildiği ses kaydını tanıklara dinleterek ifşa eden sanık hakkında TCK’nın 134/1. madde ve fıkrasında tanımlanan görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal ve aynı Kanun’un 134/2. madde ve fıkrasında tanımlanan görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından dolayı ayrı ayrı mahkumiyet hükümleri kurulması, 2012 yılının Haziran ayında konuşmaların kaydedilmiş olması karşısında, görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan hüküm kurulurken, TCK’nın 134. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinde, kişilerin özel hayatının gizliliği ihlal edildiği takdirde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası, aynı madde ve fıkranın ikinci cümlesinde, gizliliğin görüntü veya seslerin kaydedilmesi suretiyle gerçekleşmesi halinde, bir yıldan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası öngörülmüş iken, suç tarihinden sonra, 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un 81. maddesi ile yapılan değişiklikle TCK’nın 134. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesindeki ceza miktarı bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiş, aynı madde ve fıkranın ikinci cümlesi gereğince, gizliliğin görüntü veya seslerin kaydedilmesi suretiyle gerçekleşmesi halinde verilecek cezanın bir kat artırılacağı düzenlenmiş olup, TCK’nın 7/2. madde ve fıkrası gereğince, suçun işlendiği zamandaki kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunun ilgili tüm hükümlerinin somut olaya ayrı ayrı uygulanması ve her iki kanuna göre hükmedilecek sonuç cezalar belirlendikten sonra sanığın lehine olan kanunun tespiti ile lehe kanunun bir bütün halinde uygulanması; ayrıca, ses kaydının bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda tanıklara dinletilerek ifşa edilmesi nedeniyle de görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dolayı hükmedilen cezada TCK’nın 43/1. madde ve fıkrası gereğince artırım yapılması gerekirken, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülüp, yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle TCK’nın 133. maddesinin 1. fıkrasında tanımlanan kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları bir aletle dinleme veya bir ses alma cihazı ile kaydetme ve aynı Kanun’un 133. maddesinin 3. fıkrasında tanımlanan kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri ifşa etme suçlarından dolayı ayrı ayrı mahkumiyet hükümleri kurulması ve kabule göre de kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları bir aletle dinleme veya bir ses alma cihazı ile kaydetme suçundan dolayı TCK’nın 133/1. maddesi gereğince 2 yıl hapis cezası tayin edilip, 6352 sayılı Kanun’un 80. maddesi ile yapılan değişiklikten önce TCK’nın 133. maddesinin 1. fıkrasında iki aydan altı aya kadar hapis cezası öngörülmesi nedeniyle suç tarihinde yürürlükte bulunan bu düzenlemenin sanık lehine olduğunun ve TCK’nın 133. maddesinin 3. fıkrası gereğince hükmedilen cezada TCK’nın 43/1. madde ve fıkrası gereğince artırım yapılması gerektiğinin nazara alınmaması, kanuna aykırı,
2- Uzun süreli hapis cezaları ertelenen sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendinde yazılı hak yoksunluğuna, aynı Kanun’un 53/3. madde ve fıkrası da nazara alınarak hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve Anayasa Mahkemesinin TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının dikkate alınmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarları yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 11.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.