Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2016/244 E. 2018/1593 K. 15.02.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/244
KARAR NO : 2018/1593
KARAR TARİHİ : 15.02.2018

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 5271 sayılı CMK’nın 223/2-c maddesi uyarınca Beraat

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin amacının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı ya da sit alanı olarak tescil kararlarının, ilgililerince öğrenilmesini sağlamak olduğu, başka bir deyişle, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları yönünden tebliğ; sit alanları yönünden Resmi Gazete’de yayım ve internet üzerinden duyuru kurallarının, kişilerin, sahip oldukları veya kullandıkları taşınmazların durumunu bilmelerini ve ona göre hareket etmelerini sağlama amacı taşıdığı, belirtilen kuralların, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde düzenlenen suçun oluşumu için şekil şartı niteliği bulunmayıp, aksi yöndeki kabulün, 6498 sayılı Kanunun amacına da ters düşeceği;
Sözü edilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, şerhin varlığına veya tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde; sanığın, İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 07/07/1993 tarih ve 4720 sayılı kararı ile belirlenen kentsel sit alanı içerisinde kalan, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu Başkanlığının 14/07/1978 tarih ve 10538 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen, İstanbul Yenileme Alanları Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 02/03/2012 tarih ve 429 sayılı kararı ile de koruma grubu II olarak tayin edilen taşınmazın, 01/07/2009 tarihi itibariyle maliki olduğu, 14/07/1978 tarih ve 10538 sayılı kurul kararı, 11/05/1982 tarih ve 17691 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandığı gibi, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde de 18/08/2006 ve 30/04/2012 tarihli “korunması gerekli taşınmaz kültür varlığıdır” şerhlerinin mevcut olduğu, dolayısıyla, kentsel sit alanı içerisindeki tescilli taşınmazın durumunun sanık tarafından bilindiğini kabulde zorunluluk bulunduğu;

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı Koruma Uygulama ve Denetim Müdürlüğünün 29/12/2009 tarihli yazısına ve 22/02/2010 tarihli kurul uzman raporuna dayanılarak, İstanbul Yenileme Alanları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 08/11/2010 tarih ve 1892 sayılı kararı ile, bahse konu tescilli taşınmazda kat aralıklarının kaldırılıp çelik konstrüksiyon malzeme ile değiştirilmesi ve bölücü duvarların yıkılması suretiyle meydana getirilen tahribata ilişkin suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği, 23/11/2010 tarihli yazı ile karar gereği Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulması üzerine yürütülen soruşturma sonucunda sanık hakkında inceleme konusu davanın açıldığı, sanığın kovuşturma aşamasındaki savunmasında, taşınmaza yönelik projenin hazır olup, Anıtlar Kurulundan onay beklendiğini beyan ettiği, sanık müdafinin de sanığın taşınmazı satın aldıktan sonra … Mimarlık Ltd. Şti. ile anlaştığını, binadaki inşaat işlerinin adı geçen şirket tarafından yapıldığını söylediği, Beyoğlu Tapu Müdürlüğünce gönderilen 16/01/2014 tarihli yazı ekinde mevcut İstanbul Yenileme Alanları Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 02/03/2012 tarih ve 429 sayılı kararı ile, tescilli taşınmazın koruma grubunun II olarak belirlenmesine, taşınmaza ilişkin rölövenin ve restitüsyon projelerinin uygun olduğuna karar verildiği, dosya kapsamında, 08/11/2010 tarih ve 1892 sayılı kurul kararının dayanağı olan bilgi – belgeler ile taşınmazdaki inşa sürecine yönelik diğer dokümanların bulunmadığı anlaşılmakla;
Kentsel sit alanı içerisindeki tescilli taşınmaza ilişkin olarak Beyoğlu Belediye Başkanlığında, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığında ve İstanbul Yenileme Alanları Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünde mevcut tüm bilgi, belge, proje ve fotoğraflar getirtilip, fen, inşaat ve sanat tarihi alanlarında uzman bilirkişiler refakate alınmak suretiyle olay yerinde yeniden keşif yapılması, davaya konu “tescilli binanın kat aralıklarının çelik konstrüksiyon ile değiştirilmesi, bölücü duvarların yıkılması” fiilleri yerinde tespit edilerek, belirtilen müdahalelerin, varlığı saptanan kurul onaylı mimari projelere uygun hale getirilip getirilmediğinin ve bütün olarak tescilli binanın mevcut halinin, onaylı mimari projelere uygun olup olmadığının belirlenmesi, taşınmaza ilişkin mimari proje bulunmaması ya da taşınmazın mevcut halinin onaylı projelere uygunluk göstermediğinin tespiti durumunda, suça konu müdahaleler nedeniyle tescilli kültür varlığının zarar görüp görmediğinin, özgün yapısını kaybedip kaybetmediğinin tereddütsüz şekilde ortaya konulması, sonucuna göre, sanık müdafinin savunması dikkate alınarak, taşınmazdaki inşa sürecinde görev alanlar hakkında gereğinin takdir ve ifası için Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulup, dava açılması halinde incelenen dosya ile birleştirilmek suretiyle “yapan” ve “yaptıran” sıfatlarının bir bütün olarak değerlendirilmesi, böylece suçun unsurları tespit edildikten sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ve 6498 sayılı Kanun değişikliğine yönelik hatalı değerlendirme ile beraate dair hüküm tesisi kanuna aykırı,
2- Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “23/11/2010” şeklinde gösterilmesi,
İsabetsiz olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince beraate ilişkin hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 15/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.