Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2016/2389 E. 2017/4680 K. 05.06.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/2389
KARAR NO : 2017/4680
KARAR TARİHİ : 05.06.2017

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : 2.245,8 TL gelir kaybı ile beraat edilen ceza dava dosyasına ilişkin 2.400 TL vekalet ücreti toplamı
4.645,8 TL maddi ve 1.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine

Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda az manevi tazminata hükmolunması temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5271 sayılı CMK’nın 142/1. maddesinde, koruma tedbirleri nedeniyle tazminat taleplerinin her halde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde dava konusu edilebileceğinin belirtildiği, bu kapsamda tazminat talebinin dayanağı olan İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/100 Esas – 2012/310 Karar sayılı beraat kararının incelenmesinde, kararın 06.11.2012 tarihinde davacı (sanık) müdafinin yüzüne karşı verildiğinin anlaşıldığı, karara karşı davacı (sanık) yönünden temyiz bulunmadığı takdirde, beraat kararının bir haftalık kanuni temyiz süresi sonunda kesinleşeceği, davacı tarafça dava dilekçesi ekinde sunulan kesinleşme şerhinde kararın temyizde onanarak 28.05.2013 tarihinde kesinleştiği belirtilmiş ise de, İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.04.2014 tarihli yazısında ise beraat kararının davacı (sanık) müdafinin yüzüne karşı verildiği ve 14.11.2012 tarihinde kesinleştiğinin bildirildiği dikkate alındığında, davacı (sanık) hakkında verilen beraat kararına ilişkin olarak leh ve aleyhe yapılmış bir temyiz talebi bulunup bulunmadığı, beraat kararının davacı (sanık) yönünden hangi tarihte kesinleştiği ve neticede 27.02.2014 tarihinde açılan tazminat davasının 5271 sayılı CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen beraat kararının kesinleşme tarihinden itibaren 1 yıllık süre içinde açılıp açılmadığı tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de;
1- Geliri konusunda itibar edilebilecek herhangi bir belge ibraz edemeyen davacının gözaltı ile birlikte tutuklu kaldığı toplam 75 gün için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarı üzerinden hesaplama yapılarak 1.752,82 TL’nin gelir kaybı olarak davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, bilirkişi raporunda brüt asgari ücret üzerinden kesinti yapılmadan ve tutukluluk süresinin 76 gün olarak belirlenmesi suretiyle hesaplanan 2.245,8 TL’nin hükme esas alınması,
2- 29.05.1957 tarih ve 4-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere, ait olduğu davada hüküm altına alınması gereken vekalet ücreti, yargılama giderleri kapsamında olup bu hak asıl davadan bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağından ceza davasında ödenmeyen vekalet ücretinin, maddi tazminat kapsamına dahil edilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 05.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.