Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2016/2388 E. 2018/6423 K. 07.06.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/2388
KARAR NO : 2018/6423
KARAR TARİHİ : 07.06.2018

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 65/b, 5237 sayılı TCK’nın 62/1-2, 51/1-3, 53/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet, erteleme

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2863 sayılı Kanunun 65. maddesinin, 20/08/2016 tarihinde kabul edilip, 07/09/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6745 sayılı Kanunun 25. maddesi ile değiştirildiği ve anılan değişikliğin, “izinsiz inşai ve fiziki müdahale” fiili yönünden, 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişik 65. maddesine göre aleyhe bir düzenleme getirdiği dikkate alınarak yapılan incelemede;
İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 12/07/1995 tarih ve 6848 sayılı kararı ile belirlenen Tarihi Yarımada Kentsel ve Tarihi Sit Alanı içerisinde yer alan, aynı kurulun 16/12/1992 tarih ve 4273 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen taşınmazda izinsiz inşai faaliyette bulunulduğu iddiası ile ilgili olarak sanığın kovuşturma aşamasındaki savunmasında, suça konu yerde, ağabeyi olan …’in yanında çalıştığını, yapılan müdahaleler ile ilgisi bulunmadığını, ruhsatta sıkıntı olması nedeniyle bu yeri 2012 yılında, suç tarihinden sonra resmen ve fiilen ağabeyinden devraldığını beyan ettiği anlaşılmakla;
Kentsel ve tarihi sit alanı içerisindeki tescilli taşınmazın kiralanmasına ilişkin tüm kira sözleşmeleri ile taşınmaz üzerinde bulunan iş yerinin işletme belgeleri temin edilerek, sanığın hangi tarih itibariyle taşınmazı kiraladığının ve taşınmazda bulunan iş yerinin işletmeciliğini üstlendiğinin belirlenmesi, olay yerinde fen, inşaat ve sanat tarihi alanlarında uzman bilirkişiler refakate alınarak keşif yapılması, 13/11/2012 tarihli kurul uzman raporunda, “taşınmazın tüm cephelerinin muhdes malzemeler ile kaplandığı, içeride plan tipi değiştirilerek lokanta haline getirildiği, merdiven kovasının değiştirildiği, iç cephelerin taklit tuğla ile kaplandığı, çatı katının tam kat terasa çevrilerek, sura komşu olan arka cephede ikinci normal kattan itibaren teras katıyla birlikte sur üzerine çıkma yapılarak kullanıma açıldığı, sağ yan cepheye yangın merdiveni ve ocak bacaları eklendiği” şeklinde açıklanıp dava konusu edilen müdahalelerin yerinde tek tek tespit edilmesi, kullanılan malzemelerin cinsi, yıpranma durumu, renk solmaları gibi teknik veriler ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek ayrı ayrı yapılış zamanlarının, taşınmazda gerçekleştirilen izinsiz uygulamaların niteliklerinin (basit – esaslı) ve tescilli kültür varlığında zarar oluşumuna, kültür varlığı taşınmazın özgün yapısını kaybetmesine sebebiyet verilip verilmediğinin, hangi fiil ya da fiillerin zarar sonucuna yol açtığının tereddütsüz şekilde belirlenmesi;
Ayrıca, zararın söz konusu olmaması halinde, tespit edilen suç tarihi itibariyle suça konu taşınmazın bağlı olduğu idari birimin bünyesinde (Fatih Belediyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ya da il özel idaresi) koruma uygulama ve denetim bürosunun faaliyet gösterip göstermediği ile yetki ve sorumluluk alanının suça konu taşınmazı kapsayıp kapsamadığının araştırılması, sonucuna göre 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/4. maddesinin uygulanma koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi, böylece suçun unsurları bütünüyle ortaya konulduktan sonra ulaşılacak kanaate göre de sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabule göre de;
1- Sanık hakkında tesis edilen mahkumiyet hükmünde, 2863 sayılı Kanunun 5728 sayılı Kanun ile değişik ve Anayasa Mahkemesince iptal edilen 65/b maddesi yerine, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/1. maddesinin dayanak gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi kanuna aykırı,
2- Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 tarihli, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiş,
3- Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “12/11/2012” şeklinde gösterilmesi,
İsabetsiz olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 07/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.