Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2016/2304 E. 2017/4679 K. 05.06.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/2304
KARAR NO : 2017/4679
KARAR TARİHİ : 05.06.2017

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davanın reddi

Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dosya içeriğine ve temyiz incelemesi sırasında Dairemizce Uyap sistemi üzerinden yapılan incelemeye göre; tazminat istemine dayanağı olan Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/9 Esas – 2012/485 Karar sayılı ceza dava dosyasında, davacı (sanık) hakkında üzerine atılı rüşvet suçlarından 04.12.2012 tarihinde beraat kararı verildiği, mahkemece beraat kararının 12.12.2012 tarihinde kesinleştiğine dair şerh düzenlenmesi üzerine 20.02.2013 tarihinde temyiz incelemesine konu tazminat davasının açıldığı, bu arada kararın diğer sanıklar yönünden temyiz edilmesi üzerine dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtaya gönderildiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.06.2013 tarihli yazısı ile gerekçeli kararın rüşvet suçundan zarar gören Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ile Muhakemat Genel Müdürlüğüne tebliğ edilerek temyiz etmeleri halinde temyiz dilekçesi de evraka eklenerek dosyanın iadesinin sağlanmasının istenmesi neticesinde anılan eksikliğin mahkemece giderilmesi üzerine davacı (sanık) hakkında verilen beraat kararının aleyhe temyiz edildiği ve Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 20.05.2014 tarih, 2013/17277 Esas – 2014/5527 Karar sayılı ilamı ile davacı (sanık) hakkında verilen beraat kararının bozulduğu, yine Dairemizce Uyap sistemi üzerinden yapılan incelemede; Yargıtay 5. Ceza Dairesinin bozma ilamı üzerine yapılan yargılamada 27.11.2015 tarih, 2014/309 Esas – 2015/420 Karar sayılı karar ile davacı (sanık) hakkında yeniden beraat kararı verildiği, beraat kararının davacı (sanık) yönünden aleyhe temyiz edildiği ve ceza dava dosyasının temyiz incelemesi yapılmak üzere halen Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 2016/7625 sayılı esasında kayıtlı olduğu dikkate alındığında, tazminat talebinin dayanağı olan beraat kararının henüz kesinleşmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, tebliğnamedeki, dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozma öneren düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dosya içeriğine göre ve yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, beraat kararının kesinleştiğine dair şerh düzenlenmesi üzerine tazminat davası açıldıktan sonra beraat kararının davacı (sanık) aleyhine temyiz edilmesi nedeniyle yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay ilgili Ceza Dairesince bozulması dolayısıyla davacı hakkında henüz kesinleşmiş bir beraat kararı bulunmamakta ise de, tazminat davasının açılmasında davacı tarafın herhangi bir kusuru bulunmadığı dikkate alınarak, davanın reddine karar verilmesi nedeniyle kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmolunarak davacıdan alınmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün vekalet ücretine ilişkin 2 numaralı bendinin hüküm fıkrasından çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 05.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.