YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/2284
KARAR NO : 2017/6035
KARAR TARİHİ : 06.07.2017
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : 4.596 TL maddi ve 3.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Tazminat talebinin dayanağı olan Boyabat Ağır Ceza Mahkemesinin 07.05.2014 tarih, 2011/13 Esas – 2014/25 sayılı kararının incelenmesinde, davacı (sanık) hakkında örgüt faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/337 Esas – 2010/212 sayılı kararı ile suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlendiği sabit olmadığından bahisle uyuşturucu madde ticareti yapma amacıyla kurulan suç örgütüne üye olma suçundan beraat kararı verildiği, uyuşturucu madde ticareti yapma suçu yönünden ise dosyanın tefrik edilerek 25.11.2010 tarih, 2010/154 Esas – 2010/229 sayılı karar ile bu suç yönünden görevsizlik kararı verildiği ve dosyanın Boyabat Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği, neticede davacı (sanık) hakkında Boyabat Ağır Ceza Mahkemesinin 07.05.2014 tarih, 2011/13 Esas – 2014/25 sayılı kararı ile üzerine atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan beraatine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, davacının tazminat talep etme hakkının bulunup bulunmadığı ve davanın süresinde açılıp açılmadığının tespiti bakımından davacı ile ilgili tutuklama ve tahliyeye ilişkin müzekkere ve belgelerin Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde aslı ya da onaylı örnekleri dosya içine alınarak, davacının hangi suç ya da suçlardan tutuklandığı ve Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/337 Esas – 2010/212 sayılı kararının kesinleşip kesinleşmediği, kesinleşmiş olması halinde kesinleşme tarihi tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2- Dairemizce benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12.05.2015 tarih, 2013/531 Esas – 2015/157 sayılı kararında da belirtildiği üzere 5271 sayılı CMK’nın “Tazminat isteyemeyecek kişiler” başlıklı 144/1-e. maddesinde ”Adlî makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını bildirerek gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlar” hükmüne yer verilmiş, madde gerekçesinde “Adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suçu işlediğini veya suça katıldığını ifade ederek gözaltı veya tutuklamaya neden olmuş ise tazminat istemeye hak kazanmayacaktır.” açıklamasında bulunulmuştur. Buna göre, bir suç isnadıyla hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan kişi adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını beyan ederek şahsi kusuru ile gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olmuşsa artık bu kişi tazminat talebinde bulunamayacaktır. Bu kapsamda tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyası celp edilerek davacının (sanığın) soruşturma ve kovuşturma aşamalarındaki tüm beyanları incelenip Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde aslı ya da onaylı örnekleri de dosya içine alınarak davacının tazminat talep etme hakkının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğinin dikkate alınmaması,
3- Davacı hakkında düzenlenen tutuklama müzekkeresinin infaz edilip edilmediği, infaz edilmiş olması halinde, infaz tarihlerinin ceza infaz kurumundan sorulması suretiyle infaz edilen sürenin tereddüde mahal vermeyecek şekilde tespit edilmesi gerektiğinin nazara alınmaması,
4- Her ne kadar CMK’nın 144/1-a maddesinin yürürlükten kaldırılması nedeniyle mahsup tazminata engel oluşturmayacak ise de, mahsup edilen sürenin hükmolunacak tazminat miktarının tayininde dikkate alınması gerektiği nazara alındığında, davacının tutukluluk süresinin diğer bir hükümlülüğünden mahsup edilip edilmediği, mahsup edilmiş ise ne kadarının mahsup edildiği araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
5- Davacının beyanında tutuklandığında ”Karayollarında” işçi olarak çalıştığını belirttiği ve dosya içerisinde mevcut SGK hizmet bilgisi evrakına göre davacının 13.05.2008 tarihine kadar asgari ücretle (4-a) sigortalı olarak çalıştığının anlaşıldığı dikkate alındığında, davacının tutuklandığında nerede çalıştığı araştırılarak, tutukluluk süresine ilişkin olarak maaşının ödenip ödenmediği ve ödenmesine ilişkin olarak bir dava açılıp açılmadığı araştırılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
6- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 06.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.