Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2016/1510 E. 2016/4891 K. 23.03.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/1510
KARAR NO : 2016/4891
KARAR TARİHİ : 23.03.2016

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Özel hayatın gizliliğini ihlal, tehdit
Suç Tarihleri : 09/04/2012, 14/05/2012
Hükümler : Beraat

Özel hayatın gizliliğini ihlal ve tehdit suçlarından sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dairemizin 14.10.2015 tarihli, 2015/2275 esas, 2015/15333 sayılı tevdi kararı uyarınca yokluğunda verilen kararın katılan …’a tebliğ edilmesine rağmen adı geçenin kararı temyiz etmediği ve sanıkların tehdit suçundan dolayı beraatlerine ilişkin hükümlere yönelik katılan … vekilinin temyizi ile ilgili olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca ek tebliğname düzenlendiği belirlenerek yapılan incelemede:
A) Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan beraat hükümlerine ilişkin temyiz isteminin incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre; ailelerden gizlice arkadaş ortamında yapılan nişan töreninde katılan … ile nişanlanan ve katılan …’ın babası olan katılan …’in kızı ile evlenmesine onay vermemesinden dolayı 07.04.2012 tarihinde intihar eden …’in yakın arkadaşları sanıklar … ve … tarafından, ölen …’in hatıralarını yaşatmak amacıyla ve onun adına bir facebook hesabı açılıp, bu hesap üzerinden, katılan …’ın bilgisi ve rızası dışında, katılan … ve ölen …’in nişan fotoğrafları ile beraberliklerini gösteren görüntülerinin yayımlandığı iddiasına konu olayda,
Katılan …’ın doğum tarihi 17.11.1988 olup, iddia olunan suç tarihinde 18 yaşını tamamladığı nazara alındığında, katılan …’ın babası olan katılan …’in, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suçtan dolayı zarar görmediği ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan açılan davaya katılma hakkı bulunmadığı gözetilmeden katılmasına karar verilmiş olmasının hukuki değerden yoksun olduğu anlaşılmakla, katılan … vekilinin temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi gereğince isteme aykırı olarak REDDİNE,
B) Tehdit suçundan kurulan beraat hükümlerine ilişkin temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.05.2013 tarih 2013/11-87-245 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, vekalet ücreti kişisel hakka ilişkin olup, kişisel hakka ilişkin kanuna aykırılıkların Yargıtay tarafından bozma konusu yapılabilmesi için, hükmün karşı hak sahibi tarafından temyiz edilmiş olması gerekir. Bu nedenle, beraat kararı verilen ve kendilerini vekil ile temsil ettiren sanıklar yararına, hazine aleyhine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/5. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, temyiz edenin sıfatına göre, bozma nedeni olarak kabul edilmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin sübuta ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dosya kapsamına ve mahkemenin kabulüne göre, sanıklar hakkında CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraat kararı verilmesi gerekirken, yüklenen suçun sanıklar tarafından işlenmediğinin sabit olduğundan bahisle, aynı Kanun’un 223/2-b maddesi gereğince sanıkların beraatlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının 2 numaralı paragrafının, “2- Yapılan yargılama sonunda, sanıklara yüklenen tehdit suçunun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı anlaşıldığından, CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince sanıkların beraatlerine,” şeklinde değiştirilmesi suretiyle, eleştirilen husus dışında, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.