Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2016/1247 E. 2017/4534 K. 31.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/1247
KARAR NO : 2017/4534
KARAR TARİHİ : 31.05.2017

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK’nın 89/4, 62/1, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ile katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;
Yapılan yargılamaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre, sanık ile katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
1-Dosya içeriğine göre asli kusurlu olduğu tespit ve kabul edilen sanık hakkında, iki sınır arasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş biçimi, failin taksire dayalı kusurunun yoğunluğu,meydana gelen zararın ağırlığı, maddede öngörülen cezanın alt sınırı da nazara alınmak suretiyle, uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği nazara alınmadan, asli kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu 3 kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralanmasına neden olan sanık hakkında adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurularak sanık hakkında eksik cezaya hükmolunması;
2-5320 sayılı Kanunun 5560 sayılı kanunla değişik 13. maddesinin “Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince soruşturma ve kovuşturma makamlarının istemi üzerine baro tarafından görevlendirilen müdafii ve vekile, avukatlık ücret tarifesinden ayrı olarak, Türkiye Barolar Birliğinin görüşü de alınarak Adalet ve Maliye Bakanlıkları tarafından birlikte tespit edilecek ücret, Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla yer alan ödenekten ödenir. Bu ücret, yargılama giderlerinden sayılır” yönündeki açık hükmü karşısında mağdurlar vekilinin CMK’nın 239. maddesi uyarınca baro tarafından atanmış olması nedeniyle, bu miktarın sanıktan yargılama gideri olarak tahsili gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
Sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde cezanın hapse çevrileceğinin ihtarı yerine infazı kısıtlar biçimde “hapse çevrilmesine” karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA; 31.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.