Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2016/11055 E. 2017/8257 K. 02.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/11055
KARAR NO : 2017/8257
KARAR TARİHİ : 02.11.2017

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : 5271 sayılı CMK’nın 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanması ile, TCK’nın 179/3-2, 62, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılama sonunda, 30/03/2011 tarihli karar ile sanığın TCK’nın 179/3-2, 62, 5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddeleri uyarınca 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, anılan kararın 03/05/2011 tarihinde kesinleştiği, daha sonra sanığın, 03/04/2014 tarihinde 6831 sayılı Kanuna aykırılık suçunu işlediği sabit kabul edilerek, Gümüşhacıköy Asliye Ceza Mahkemesi’nin 23/10/2014 tarihli ilamı ile mahkumiyetine hükmedildiği ve anılan hükmün 01/12/2014 tarihinde kesinleştiği, ihbar üzerine yeniden ele alınan dosyada, 5271 sayılı CMK’nın 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasına karar verildiği anlaşılmakla;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141 ve 5271 sayılı CMK’nın 34. maddeleri uyarınca bütün mahkeme kararlarının, karşıoy da dahil olmak üzere gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Gerekçe, hükmün dayanaklarının, akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun açıklamasıdır. Ceza Muhakemesi Kanununun 230. maddesinde ise hükmün gerekçesinde, suç oluşturduğu kabul edilen eylemin gösterilmesi, bunun nitelendirmesinin yapılması, Ceza Kanununda öngörülen sıra ve esaslara göre cezanın ve ayrıca cezaya mahkumiyet yerine veya yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbirlerinin belirlenmesi, cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine ya da ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususa ilişkin istemlerin kabul veya reddine dair dayanakların gösterilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, yasa koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi, uygulamada keyfiliğe yol açacaktır. Bu itibarla keyfiliği önlemek, tarafları tatmin etmek, sağlıklı bir denetime olanak sağlamak bakımından, hükmün gerekçeli olmasında zorunluluk bulunmaktadır. Hükmün gerekçeyi ihtiva etmemesi ise 1412 sayılı Kanunun 308/7 ve 5271 sayılı CMK’nın 289/1-g bendi uyarınca hukuka kesin aykırılık halini oluşturacaktır.
İncelenen dosya kapsamına göre; Merzifon Sulh Ceza Mahkemesinin 30/03/2011 tarihli ve 2010/129 Esas, 2011/345 Karar sayılı ilamı ile sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan 5237 sayılı TCK’nın 179/3-2 ve 62. maddeleri gereğince neticeten 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleşmesine müteakip sanığın öngörülen 5 yıllık denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlemesi sebebiyle yapılan ihbar üzerine, mahkemece sanık hakkında yeni bir hüküm tesis edilmesi gerektiği, bu kapsamda, hükmün gerekçe kısmında, iddia, savunma ve kabul ile kabulü sağlayan delillerin gösterilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde gerekçesiz hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeyen hükmün, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 02/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.