Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2016/10628 E. 2017/7763 K. 23.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/10628
KARAR NO : 2017/7763
KARAR TARİHİ : 23.10.2017

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Haberleşmenin gizliliğini ihlal
Hüküm : Beraat

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan vekilinin atılı suçun unsurlarının oluştuğuna ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Oluşa ve dosya kapsamına göre; katılanın sanığın kardeşinden alacağının olması ve bu kişiye ulaşamaması nedeniyle sanıkla birden fazla kez telefonla konuşarak kardeşinin borcu konusunda konuştukları ve bu konuşmalar sırasında aksi ispat edilemeyen savunmaya göre sanığı tehdit ettiği ve sanıkla yüz yüze konuşmak için sanığın yanına geldiği ve sanığında bu konuşmaları cep telefonu ile kaydettiği ve bu kaydı Cumhuriyet Başsavcılığına delil olarak sunması nedeniyle sanığın haberleşmenin gizliliğin ihlal ettiği iddiasına ilişkin olayda, dosya arasında bulun CD çözüm tutanağına göre sanığın katılan ile yapmış olduğu ve konuşma sırasında yanlarında … ve … adlı kişilerinde bulunduğu ve yapılan konuşmanın telefon ile değil yüz yüze yapılması nedeniyle sanığa isnat edilen eylemin haberleşmenin gizliliğini ihlal olmayıp, katıldığı aleni olmayan söyleyişinin kaydı olduğu, ancak sanığın aksi ispat edilemeyen savunmasında göre katılanın daha önceki konuşmalarda kendisini tehdit etmesi karşısında delil elde etme amacıyla kaydın yapılması ve bu kaydı delil olarak sunması şeklinde gerçekleşen eyleminde katılanın tarafı olduğu konuşma içeriklerini üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, kendisine yönelen eylem nedeniyle başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken, kaybolma olasılığı bulunan delilin muhafazasını sağlayıp, katılanın eylemini ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket etme bilinciyle davranmadığı ve söyleyişinin ifşasınında kanunda suç olarak tanımlanmadığı gözetildiğinde atılı suçların yasal unsurlarının oluşmaması nedeniyle CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraat kararı verilmesi gerekirken, CMK’nın 223/2-c maddesi gereğince atılı suç açısınından sanığın kastının bulunmaması nedeniyle beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının ilk paragrafının, “Yapılan yargılama sonunda, sanığa yüklenen fiillerin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu anlaşıldığından, CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince sanığın beraatine,” ibaresinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.