YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/633
KARAR NO : 2015/13508
KARAR TARİHİ : 16.09.2015
Tebliğname No : 12 – 2014/188371
Mahkemesi : Muğla 1.Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 19/03/2014
Numarası : 2012/286 – 2014/155
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin amacının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı ya da sit alanı olarak tescil kararlarının, ilgililerince öğrenilmesini sağlamak olduğu, başka bir deyişle, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları yönünden tebliğ; sit alanları yönünden Resmi Gazete’de yayım ve internet üzerinden duyuru kurallarının, kişilerin, sahip oldukları taşınmazların durumunu bilmelerini ve ona göre hareket etmelerini sağlama amacı taşıdığı, belirtilen kuralların, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde düzenlenen suçun oluşumu için şekil şartı niteliği bulunmayıp, aksi yöndeki kabulün 6498 sayılı Kanunun amacına da ters düşeceği;
Diğer yandan, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde öngörülen “maliklere tebliğ” usulünün, bölge bazındaki tescil işlemlerinde değil, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının tescili söz konusu olduğunda uygulanacağı, başka bir deyişle, bir bölgenin sit alanı olarak belirlenip tescil edilmesi halinde, o bölgede yaşayan tüm vatandaşlara tebligat yapılmak suretiyle tescil kararının duyurulması şeklinde bir yöntem izlenmeyeceği, karar Resmi Gazete’de yayımlanıp Bakanlığın internet sayfasında bir ay süre ile duyurularak, bölge halkının sit tescilinden haberdar olmasının sağlanacağı;
Sözü edilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu bilgiler ışığında; suç tarihinde, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun 11/12/1986 tarih, 2753 sayılı kararı ile 1. derece doğal sit alanı olarak tescil edilen sınırlar dahilinde yer alan, Muğla ili, .. köyü, …mevkiinde bulunan 102 ada 51 ve 52 parsel sayılı taşınmazlar üzerine sanık tarafından, 1.20 metre yükseklikte taş duvar yapılıp, üstüne kayrak taşı konulup, beton ile tutturulduğu, kayrak taşın üzerine ahşap direkler dikildiği, taşınmazın batı kısmına kırmızı tuğla ile 1.60 metre yüksekliğinde 8 metre uzunluğunda duvar örüldüğünün tespit edildiği, bölgenin doğal sit alanı olarak tesciline ilişin ilgili Koruma Kurulu kararının sanığa tebliğ edilmediği ve Resmi Gazetede yayınlanmadığı gerekçe gösterilerek sanığın beraatine dair yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasına karşın, somut olayda, 6498 sayılı kanun ile yapılan değişikliklerde dikkate alındığında, böyle bir zorunluluğun bulunmadığı, kaldı ki, 30/11/2011 tarihli yapı tatil zaptının düzenlenmesine karşın, sanığın eylemlerine devam ettiğinin tespit edildiği, dosya kapsamında mevcut beyanlarıda dikkate alındığında, bölgenin sit alanı vasfında olduğunu bildiğinin tüm dosya kapsamı itibariyle sabit olduğu anlaşılmakla;
Bu kapsamda, öncelikle, mahallinde, inşaat mühendisi, fen ve tarafsız arkeolog bilirkişi refakatinde keşif icra edilip, bölgenin sit alanı vasfı, müdahalenin niteliği hususunda rapor düzenlettirilip, ayrıca, bünyesinde koruma, uygulama denetim büroları kurulan idarelerden izin almaksızın veya izne aykırı olarak izinsiz inşai ve fiziki müdahalede bulunanların, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/4 maddesi gereğince cezalandırılması gerekeceği, bu sebeple, suça konu taşınmazın bulunduğu ilde suç tarihi itibariyle sorumluluk alanı dava konusu yeri kapsar koruma, uygulama denetim bürosu kurulup kurulmadığı hususu da araştırılıp, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/1 ve 65/4 maddeleri dikkate alınarak, sanığın hukuki durumunun eylemin niteliği ve kastın yoğunluğu dikkate alınarak takdir ve tayini yerine, 6498 sayılı kanun ile 2863 sayılı kanunda yapılan değişikliklere yanlış anlam yüklenip, eksik araştırmaya da dayalı olarak sanığın beraatine ilişkin yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince sanığın beraatine ilişkin hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 16/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.