Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2015/6318 E. 2016/1529 K. 08.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/6318
KARAR NO : 2016/1529
KARAR TARİHİ : 08.02.2016

Tebliğname No : 12 – 2014/424945
Mahkemesi : Balıkesir 4. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 12/12/2014
Numarası : 2014/337 – 2014/273
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
05.07.2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun’un 100. maddesi ile CMK’nın 324/4. maddesinde eklenen “Devlete ait yargılama giderlerinin 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106’ncı maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilir.” şeklindeki cümle ile yargılama giderlerinin tahsili bakımından 6183 sayılı Kanun’un 106. maddesine atıfta bulunulduğu, anılan maddede “Yapılacak takip sonunda tahsili imkansız veya tahsili için yapılacak giderlerin alacaktan fazla bulunduğu anlaşılan ve 213 sayılı Kanun kapsamına giren amme alacaklarında 10 Türk Lirasına (10 Türk Lirası dahil), diğer amme alacaklarında 20 Türk Lirasına (20 Türk Lirası dahil) kadar amme alacakları, amme idarelerinde terkin yetkisini haiz olanlar tarafından tahsil zamanaşımı süresi beklenilmeksizin terkin olunabilir. Bakanlar Kurulu, bu tutarları topluca veya ayrı ayrı on katına kadar artırmaya yetkilidir” düzenlemesine yer verildiği, incelemeye konu dosyada, hüküm tarihi itibariyle yargılama giderleri 9 TL olarak hesaplanmış ise de, hükmün kesinleşmesine kadar yapılan harcamaların tamamının yargılama giderleri kapsamında olması, dosyanın Yargıtay’a gönderilmesi için yapılan giderin henüz hesaplanmamış olması ve bu giderin hesaplanmasından sonra ortaya çıkan bakiyenin, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 106’ncı maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde hazine üzerinde bırakılabilmesi, bu hususun infaz aşamasında değerlendirilmesinin mümkün olması karşısında, yargılama giderinin sanığa yükletilmesi bozma nedeni olarak kabul edilmemiş, tebliğnamedeki bu yönden hükmün düzeltilerek onanmasını öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Anayasa Mahkemesinin, TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilerek yapılan incelemede:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak;

5237 sayılı TCK’nın 58/1. maddesi gereğince “önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde tekerrür hükümlerinin uygulanacağının” düzenlendiği, sanığın tekerrüre esas alınan Balıkesir 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/942 esas 2014/261 karar sayılı dosyasının, iş bu dosyadaki suçun işlendiği tarihten sonra, 09.06.2014 tarihinde kesinleşmesi karşısında sanık hakkında bu ilamın tekerrüre esas alınamayacağının, sanığın dosyada mevcut adli sicil kaydında bulunan Balıkesir 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2014/4 Esas ve 2014/24 karar sayılı, 07.02.2014 tarihinde kesinleşen ve 26.06.2014 tarihinde infaz edilen TCK’nın 179/3-2 maddesi gereğince hükmedilen 600 TL adli para cezasının tekerrüre esas alınması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün 6. paragrafı hükümden çıkarılıp yerine “Sanık hakkında Balıkesir 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2014/4 Esas ve 2014/24 karar sayılı ilamının tekerrüre esas olduğu anlaşılmakla, TCK’nın 58/6. maddesi gereğince sanığın cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” cümlesinin eklenmesi ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 08.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.