Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2015/5988 E. 2016/1499 K. 08.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/5988
KARAR NO : 2016/1499
KARAR TARİHİ : 08.02.2016

Tebliğname No : 12 – 2014/341920
Mahkemesi : Antalya 28. Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 08/09/2014
Numarası : 2014/774 – 2014/252
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
05.07.2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 Sayılı Kanunun 100. maddesiyle 5271 sayılı CMK’nın 324/4. maddesinde eklenen “Devlete ait yargılama giderlerinin 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilir.” hükmü uyarınca belirli miktardaki yargılama giderlerinin Hazine üzerinde bırakılmasına karar verilmesi esası benimsenmiş ise de, incelemeye konu dosyada hükümden önce yapılan yargılama giderlerinin 8 TL olduğu anlaşılmakla birlikte kanun yollarına başvuru halinde yapılan yargılama giderlerinin de belirli koşullar altında CMK’nın 330. maddesi uyarınca sanığa yüklenmesi gerektiği dolayısıyla bu aşamada henüz yargılama giderlerinin miktarının tam olarak belirlenmediği, hükümden sonra yapılan ve tahsili gereken yargılama giderlerinin ilave edilmesi halinde miktarının terkin sınırlarını aşabileceği ve infaz aşamasında da bu hususun değerlendirilebileceğinden tebliğnamedeki (2) nolu bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın sübuta ve eksik incelemeye ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-) Sanık hakkında adli para cezasına hükmolunduğu gözetilmeden TCK’nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmolunması,
2-) 5237 sayılı TCK’nın 58/6. maddesinde tekerrür halinde hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirileceği ve ayrıca mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağının öngörüldüğü, mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirlerinin yer aldığı 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 108. maddesinde ise, yalnızca mükerrirler hakkında tayin olunan özgürlüğü bağlayıcı ceza olan hapis cezalarının ne şekilde infaz edileceği belirtilmiş olup, bu maddede adli para cezasının infazı konusunda her hangi bir düzenlemenin bulunmadığı, 5275 sayılı Kanunun 106. maddesinde adli para cezasının infazı düzenlenmiş olup, bu maddede mükerrirler hakkında hükmolunan adli para cezasının infazına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği, bu durumda, 5237 sayılı TCK’nın 58, 5275 sayılı Kanunun 106 ve 108. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, sanık hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezasının, adli para cezasına çevrilmesi karşısında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
3-) Sanık hakkında tayin olunan hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilmesine rağmen TCK’nın 50. maddesinin uygulanmayacağının belirtilmesi sureti ile hükümde karışıklık oluşturulması,
4-) TCK’nın 52/4. maddesi gereğince ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtar edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hükmün 3,4 ve 5. paragraflarının çıkartılması ve 7. paragrafından sonra gelmek üzere “TCK’nın 52/4. maddesi uyarınca ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına ( ihtar edilemedi)” cümlesinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 08/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.