Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2015/5496 E. 2016/1175 K. 03.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/5496
KARAR NO : 2016/1175
KARAR TARİHİ : 03.02.2016

Tebliğname no : 12 – 2015/66698
Mahkemesi : Çiftlik Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 24/12/2014
Numarası : 2014/328 – 2014/311
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 179/3-2,62. maddeleri gereğince 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca 5 yıllık denetim süresine tâbi tutulmasına dair Çiftlik Sulh Ceza Mahkemesi’nin 23.02.2011 tarihli ve 2010/157 esas, 2011/18 sayılı kararını müteakip sanığın deneme süresi içerisinde 07/07/2013 tarihinde kasten yaralama suçunu işlediği ve Çiftlik Sulh Ceza Mahkemesi’nin 30.01.2014 tarih ve 2013/119- 2014/49 karar sayılı dosyasında bu suçtan sanığın mahkumiyetine karar verilip ihbar üzerine dosya yeniden ele alınarak önceki hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına dair aynı Mahkemenin 24.12.2/014 tarih, 2014/328 esas, 2014/311 karar sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
1-Çiftlik Sulh Ceza Mahkemesi’nin 30.01.2014 tarih ve 2013/119- 2014/49 karar sayılı dosyasında mahkumiyetine ilişkin hükme dayanılarak açıklanması geri bırakılan hüküm açıklanmış ise de, hükmün kesinleşme şerhinin bulunmadığı, yine dosya içinde sanık tarafından ikinci olarak işlendiğini ifade ettiği, Çiftlik Sulh Ceza Mahkemesinin 28.03.2013 tarihli ve 2013/30- 2013/169 karar sayılı mahkumiyet hükmünün bulunduğu ancak bu hükmünde kesinleşme şerhinin bulunmadığı halde kesinleşme tarihleri tespit edilmeden açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması hukuka aykırı,
2-05.10.2010 günü saat 20.00 sıralarında sanık sürücü S.. G..’in yönetimindeki araç ile direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde yaralamalı trafik kazasına sebebiyet verdiği olaydan yaklaşık 1 saat 15 dakika sonra yapılan ölçümde 1.36 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, mağdurun şikayetçi olmaması nedeniyle taksirle yaralama suçundan kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de; olayda yaralanan mağdurun geçici raporunda hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığının ve 21.10.2010 tarihli tutanakta ise kolunun kırık olduğunun belirtilmesi karşısında, mağdurun tedavisine ilişkin tüm tıbbi bilgi ve belgeler celp edilerek mağdurun kesin raporu aldırıldıktan sonra, yaralanmanın nitelikli olduğunun tespiti halinde, suçun bilinçli taksirle işlendiği ve TCK’nın 89/5. maddesi uyarınca da nitelikli yaralanmanın şikayete tabi olmadığı gözetilerek, bu yeni delil karşısında sanığın taksirle yaralama suçu ile ilgili olarak hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirininin gerekmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesinin sonuç ceza yönünden gözetilmesine 03/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.