YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/533
KARAR NO : 2015/13796
KARAR TARİHİ : 18.09.2015
Tebliğname No : 12 – 2014/185059
Mahkemesi : Marmaris 3. Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 26/02/2014
Numarası : 2013/157-2014/140
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 19/01/2013 olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir.
2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin amacının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı ya da sit alanı olarak tescil kararlarının, ilgililerince öğrenilmesini sağlamak olduğu, başka bir deyişle, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları yönünden tebliğ; sit alanları yönünden Resmi Gazete’de yayım ve internet üzerinden duyuru kurallarının, kişilerin, sahip oldukları taşınmazların durumunu bilmelerini ve ona göre hareket etmelerini sağlama amacı taşıdığı, belirtilen kuralların, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde düzenlenen suçun oluşumu için şekil şartı niteliği bulunmayıp, aksi yöndeki kabulün 6498 sayılı Kanunun amacına da ters düşeceği;
Diğer yandan, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde öngörülen “maliklere tebliğ” usulünün, bölge bazındaki tescil işlemlerinde değil, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının tescili söz konusu olduğunda uygulanacağı, başka bir deyişle, bir bölgenin sit alanı olarak belirlenip tescil edilmesi halinde, o bölgede yaşayan tüm vatandaşlara tebligat yapılmak suretiyle tescil kararının duyurulması şeklinde bir yöntem izlenmeyeceği, karar Resmi Gazete’de yayımlanıp Bakanlığın internet sayfasında bir ay süre ile duyurularak, bölge halkının sit tescilinden haberdar olmasının sağlanacağı;
Belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; İzmir II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 14/02/1996 tarih ve 5576 sayılı kararı ile tescilli 3. derece arkeolojik sit alanı iken, Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 20/07/2011 tarih ve 7337 sayılı kararı ile 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tescillenen alan içerisinde kalan 105 ada 77, 119, 103 nolu parsellerde, sanık tarafından izinsiz olarak iş makinesiyle kazı ve kaya kırım faaliyetleri yapıldığı, arazi yüzeyinde hafriyat yapılarak arazinin düzlendiği, ayrıca parsel sınırlarına duvar örüldüğünün tespit edildiği, 25/06/2013 havale tarihli fen bilirkişi raporunda, 105 ada 103 nolu parselin ifraz edilerek 105 ada 117, 118 ve 119 nolu parsellere ayrıldığının, 105 ada 77 ve 119 nolu parsellerde hafriyat yapıldığının, parsel sınırlarına taş duvar örülmek suretiyle doğal yapının değiştiğinin tespit edildiği, her ne kadar sanık aşamalardaki savunmasında, davaya konu taşınmazların sit alanında kaldığını bilmediğini beyan etmiş ise de, dosya kapsamında mevcut taşınmaz kaydı incelendiğinde, 105 ada 77 ve 119 nolu parsellerin beyanlar hanesine 17/01/1994 tarihinde kültür varlığı olduklarına dair şerh verildiği, sanığın annesi olan … adına 25/03/1998 tarihinde hükmen tescil edildiklerinin sabit olduğu, bu itibarla, davaya konu parsellerin sit alanı olduğunu bilmediğine ilişkin sanık savunmasına itibar edilemeyeceği anlaşılmakla, atılı suçtan mahkumiyeti yerine yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi.
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 18/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.