Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2015/516 E. 2015/18456 K. 27.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/516
KARAR NO : 2015/18456
KARAR TARİHİ : 27.11.2015

Mahkemesi : Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 Sayılı Kanuna Aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 20/07/2013 olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir.
2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin amacının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı ya da sit alanı olarak tescil kararlarının, ilgililerince öğrenilmesini sağlamak olduğu, başka bir deyişle, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları yönünden tebliğ; sit alanları yönünden Resmi Gazete’de yayım ve internet üzerinden duyuru kurallarının, kişilerin, sahip oldukları taşınmazların durumunu bilmelerini ve ona göre hareket etmelerini sağlama amacı taşıdığı, belirtilen kuralların, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde düzenlenen suçun oluşumu için şekil şartı niteliği bulunmayıp, aksi yöndeki kabulün 6498 sayılı Kanunun amacına da ters düşeceği;
Diğer yandan, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde öngörülen “maliklere tebliğ” usulünün, bölge bazındaki tescil işlemlerinde değil, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının tescili söz konusu olduğunda uygulanacağı, başka bir deyişle, bir bölgenin sit alanı olarak belirlenip tescil edilmesi halinde, o bölgede yaşayan tüm vatandaşlara tebligat yapılmak suretiyle tescil kararının duyurulması şeklinde bir yöntem izlenmeyeceği, karar Resmi Gazete’de yayımlanıp Bakanlığın internet sayfasında bir ay süre ile duyurularak, bölge halkının sit tescilinden haberdar olmasının sağlanacağı;
Belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;… Koruma Kurulu’nun 27/03/1990 tarih ve 711 sayılı kararı ile 2. derece arkeolojik sit alanı olarak tescilli bölgede sanık tarafından pansiyon kurulduğu iddiasıyla açılan davada, dosya kapsamından davaya konu yapıya ilişkin olarak … Müdürlüğü’nce 2002 ve 2003 yıllarında sanık hakkında ihbarda bulunulduğu, sanığın savunmasında, pansiyonu 1990 yılında inşa ettiğini beyan ettiği, mahkemece keşif icra edilmeksizin, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı gerekçe gösterilerek beraat kararı verildiği anlaşılmakla,
Mahkemece, 2002 ve 2003 tarihli ihbarlar nedeniyle dava konusu taşınmazla ilgili olarak sanık hakkında daha önce açılan dava bulunup bulunmadığı araştırılıp, mahallinde fen, arkeolog ve inşaat mühendisi bilirkişiler marifetiyle keşif icra edilerek, davaya konu yerin sit alanı olup olmadığı, yapıda kullanılan malzemelerin cinsi, yıpranma durumu, renk solmaları gibi teknik verilerden yararlanılmak suretiyle yapım tarihinin her türlü şüpheden uzak şekilde tespit edilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 27/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.