Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2015/4253 E. 2016/1667 K. 09.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4253
KARAR NO : 2016/1667
KARAR TARİHİ : 09.02.2016

Tebliğname No : 14 – 2013/211639
Mahkemesi : Kağızman (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesi
Tarihi : 28/02/2013
Numarası : 2010/24-2013/41
Suç : Taksirle yaralama

Taksirle yaralama suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
11/02/2009 tarih saat 00:10 sıralarında katılan S.. D..’ın baş ağrısı ve migren şikayeti ile K.. D.. H…..’ne başvurduğu, hastanede görevli nöbetçi pratisyen hekim sanık B.. B..’nin muayene ettiği katılana, sanık doktor tarafından Diclomec isimli ağrı kesici iğne yapıldığı, yapılan iğneden sonra sol ayağı üzerine basamadığını beyan eden katılanın müşahede odasına alındığı, geceyi müşahede odasında geçiren ve sabaha kadar şikayeti devam eden katılanın sabah saatlerinde Kars Devlet Hastanesine sevk edildiği, buradaki tedavisinden sonra muhtelif birkaç hastanede daha tedavi gördüğü, Kars Devlet Hastanesi’nden alınan 28/12/2009 tarihli adli rapora göre katılanın duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine neden olacak şekilde yaralandığının belirtildiği olayda; Adli Tıp 2. İhtisas Kurul’nun 08/02/2013 tarihli raporunda, katılanın sol bacak distalinde parestezi bulunduğu, sol alt ekstremitede siyatik sinirin peroneal ve tibial alanında orta düzeyde etkilenme tespit edildiğinin belirtildiği, raporun sonuç kısmında ise; kişiye enjekte edilen ilaçların da doku içi yayılımı ile sinir hasarına neden olabileceklerinin tıbben bilindiğini, bu durumun enjeksiyonların tekniğine uygun yapılması durumunda da daha önceden öngörülemeyecek ve önlenemeyecek zararlara sebep olabileceğini, mevcut tablonun her türlü özene rağmen oluşabilecek, herhangi bir kusur ve ihmalden kaynaklanmayan komplikasyon olarak değerlendirilebilecek durum olduğundan bahisle sanık doktora kusur izafe edilmemiş ise de; mağdurun, sanık doktor tarafından iğne vurulduktan hemen sonra bacağının çekildiğini ve uyuştuğunu beyan etmesi ve bu beyanın da sanık tarafından doğrulanması karşısında, uygulanan ilacın hemen kısa bir süre içerisinde vücut içinde doku içi yayılımının ve siyatik sinire etkisinin mümkün olup olmadığı, mümkün olmaması halinde hastaya yapılan iğnenin siyatik sinire denk gelmesi neticesinde söz konusu arazın belirtilen sürede oluşup oluşmayacağı ve enjeksiyondan sonra sol ayağının üzerine basamadığını beyan eden katılanın, hastanede sabaha kadar müşahede altında tutulması yerine, olayın hemen akabinde tam teşekküllü bir hastaneye sevkinin sağlanması durumunda da aynı sonuçların oluşup oluşmayacağı hususunda yeniden bir rapor alınarak sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine yazılı şekilde eksik inceleme sonucu beraat kararı verilmesi;
İsabetsiz olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 09/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.