Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2015/4231 E. 2015/16225 K. 22.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4231
KARAR NO : 2015/16225
KARAR TARİHİ : 22.10.2015

Tebliğname No : 12 – 2014/282070
Mahkemesi : Ulus(Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesi
Tarihi : 04/03/2014
Numarası : 2009/24 – 2014/102
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-14.12.2008 günü saat 02.15 sıralarında sanık sürücü K.. B..’nın yönetimindeki araç ile kaza saati itibariyle 345 promil alkollü vaziyette seyir halinde olduğu sırada, direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde yaralamalı trafik kazasına sebebiyet verdiği olayda, alınan geçici doktor raporunda katılanın hayati tehlikeye neden olacak şekilde yaralandığının belirtilmesi karşısında, katılana ait tedaviye ilişkin tüm tıbbi bilgi ve belgeler celp edilerek kesin raporu aldırıldıktan sonra, olayın bilinçli taksirle işlendiği ve TCK’nın 89/5. maddesi uyarınca da nitelikli yaralanmanın şikayete tabi olmadığı gözetilerek, şikayet yokluğu nedeniyle verilen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararların da bu yeni durum karşısında değerlendirilerek sanığın taksirle yaralama suçu ile ilgili olarak hukuki durumunun yeniden tayini ve tespitinin gerekmesi,
2- Katılanın yargılama aşamasında şizofreni hastası olduğunu beyan etmesi ve talimatla alınan beyanında “katılanın ifadesinin alınması sırasında tedirgin olduğu ve ne zaman kaza ile ilgili beyanda bulunsa korku ve tedirginlik yaşadığı, sürekli olarak beni öldürmezler değil mi? şeklinde sorular yönelttiğine ilişkin mahkeme gözlemi dikkate alınarak, katılan için 5271 sayılı CMK’nın 239/2. maddesi uyarınca vekil görevlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
Hükmolunan adli para cezası taksitlendirilen sanık hakkında, ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğine ilişkin ihtarın TCK’nın 52/4. maddesi yerine, infaz aşamasına ilişkin 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi gereğince yapılması suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 22/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.