Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2015/4024 E. 2016/2131 K. 16.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4024
KARAR NO : 2016/2131
KARAR TARİHİ : 16.02.2016

Tebliğname no : 12 – 2014/279820
Mahkemesi : Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 13/05/2014
Numarası :2014/65 – 2014/157
Suç :Taksirle öldürme, 6136 sayılı Kanuna muhalefet

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkûmiyetine ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan sanık hakkında açılan davanın reddine ilişkin hükümler, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan hükmün temyiz edilmediğinin anlaşılması nedeniyle taksirle öldürme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne hasren yapılan incelemede;
Ölenin, arkadaşı tanık O… Ç… ile birlikte uzaktan akrabası olan sanığın yeni açmış olduğu işyerini ziyaret için gittiği, sanığın yemek söylediği, işyeri yazıhanesinde yemek yedikleri sırada sanığın, ölene “H… abi bende silah var, sen anlarsın bir bakar mısın?” dediği ve silahı getirdiği, oturduğu yerden silahı uzattığı, tanık O…’ın beyanına göre, sanığın, bir iki defa silahın tetiğine bastığı, silahtan “tık-tık” sesi geldikten sonra, silahın sürgüsünü çekip bıraktığı sırada silahın ateş aldığı, bu esnada oturduğu yerden kalkarak silaha uzanan ölenin, göğüs bölgesinden yaralandığı ve tedavi gördüğü hastanede öldüğü olayda, sanığın; adam öldürme suçunun kanuni tanımda yer alan unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen fiili işlediği, diğer bir anlatımla ölüm sonucunu kabullendiğine dair yeterli delil bulunmadığından olası kast gerçekleşmeyip, eyleminde bilinçli taksir koşullarının oluştuğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafii ve katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın tam kusurlu olduğunun tespit ve kabul edilmesi, olayın vehameti karşısında; TCK’nın 3/1 ve 61/1. maddeleri uyarınca iki sınır arasında temel belirlenirken adalet, hakkaniyet ve nasafet kurallarına uygun fiilin ağırlığı ile orantılı makul bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, asgari hadden yeterince uzaklaşılmaksızın ceza tayini
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. Maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince tebliğnamedeki isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 16/02/2016 tarihinde suç vasfı yönünden oy çokluğu ile ve bozma sebebi yönünden oybirliğiyle karar verildi.

Muhalefet Şerhi:
Ölenin arkadaşı olan, tanık O… Ç… ile birlikte uzaktan akrabası olan sanığın yeni açtığı işyerini ziyarete gittiği, sanığın, ölene hitaben “H… abi bende silah var, sen anlarsın bir bakar mısın?” dediği ve silahı getirdiği, oturduğu yerden silahı uzattığı, tanık O…’ın beyanına göre, sanığın bir-iki defa silahın tetiğine bastığı, tık-tık sesi geldikten sonra, silahın sürgüsünü çekip bıraktığı sırada silahın ateş aldığı, bu esnada oturduğu yerden kalkarak silaha uzanan ölenin göğüs bölgesinden yaralandığı ve tedavi gördüğü hastanede öldüğü anlaşılmıştır.
Yerel mahkeme ve Dairemiz oluşu bu şekilde kabul etmiştir. Bu oluşa göre; silahı ölene doğru tutarak tetiğe basan ve silahın sürgüsünü çeken sanığın eyleminin, olası kastla adam öldürme olarak nitelendirilmesi gerektiğini düşündüğümden, sayın çoğunluğun, olayın bilinçli taksir olduğuna ilişkin görüşüne katılmıyorum.