Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2015/386 E. 2015/17097 K. 06.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/386
KARAR NO : 2015/17097
KARAR TARİHİ : 06.11.2015

Mahkemesi : Asliye Ceza Mahkemesi
Suç :Taksirle Öldürme

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
İdaresindeki kamyon ile, damperi kalkık şekilde, meskun mahaldeki tek yönlü 7,70 metre genişliğindeki düz caddede seyir halindeyken, açık olan damperin, yol üzerinden geçmekte olan telefon kablolarına takılıp bağlı bulunduğu ahşap telefon direğini kırarak yola doğru savurmasından yaklaşık yarım saat sonra arkadan aynı yönde gelmekte olan motosiklet sürücüsünün, son anda farkettiği yol üzerindeki direğe duramayıp çarparak ölümü ile neticelenen olayla ilgili tanık olarak dinlenen. .. “direği söken ve yanından geçen kamyon şoförüne ikazda bulunduğu, dorsenin durumunu el kol işaretiyle anlattığı, kendisine bakan sanığın durmadığı ve ilerideki kavşak mahalline varınca damperi indirdiği” yönündeki beyanı, tanık olarak dinlenen … “kaldırımda yürüdüğü sırada arkadan gelerek kendisini geçen kamyonun kalkık damperinin telefon tellerine takıldığı ve tel ile birlikte ahşap direği kırarak yola savurduğu, sanığa el kol işareti yaptığı ve sanığın durduğu, aynadan geriye baktığı ancak tekrar hızlanarak yoluna devam ettiği ve bu durumu kolluğa ihbar ettiği” yönündeki beyanı ile tanık olarak dinlenen … “damperi açık şekildeki kamyonun seyir halindeyken, damperin telefon teline takıldığı ve tel ile birlikte telefon direğini kırarak yola savurduğu, kamyonun durmayarak yoluna devam ettiği ve ileride yavaşladığı, kamyon şoförünün aynadan geriye yola doğru baktığı, ancak araçtan inmeyip tekrar hızlanarak yoluna devam ettiği, yaklaşık 20-30 dakika sonra arkadan aynı yönde gelen motosiklet sürücüsünün yola devrilmiş haldeki direğe çarparak düştüğü” yönündeki beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, ahşap telefon direğini yola devirdiğinin hemen farkına varan ve yola doğru savrulan bu direğin araç trafiği açısından tehlike oluşturabileceğini öngörmesine rağmen buna duyarsız kalarak arkadan aynı yönde gelen motosiklet sürücüsünün devrilmesine asli kusurlu şekilde sebebiyet veren sanığın, oluşa ve dosya kapsamına uygun düşmeyen bilirkişi raporlarına itibarla tali kusurlu kabul edilerek hakkında eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK’nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan “failin güttüğü amaç ve saik” gerekçelerine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
2-Tayin olunan uzun süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında TCK’nın 50/4. maddesi yerine ilgisi bulunmayan aynı Kanunun 50/3. maddesinin dayanak olarak gösterilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; sanığa verilen temel cezanın belirlenmesinde gösterilen diğer gerekçeler yasal ve yeterli olduğundan, hüküm fıkrasının temel cezanın belirlenmesine ilişkin ilk bendindeki ”sanığın amacı” ibarelerinin çıkartılması ve hüküm fıkrasının 5. bendindeki “TCK’nın 50/3,” ibaresinin “TCK’nın 50/4. maddesi yollamasıyla aynı Kanunun” şeklinde değiştirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 06.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.