Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2015/3593 E. 2015/18790 K. 02.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3593
KARAR NO : 2015/18790
KARAR TARİHİ : 02.12.2015

TeMahkemesi : Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme

Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun maddi konusunu oluşturan “kişisel veri” kavramından, kişinin, yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı nüfus bilgileri (T.C. kimlik numarası, doğum yeri ve tarihi, anne ve baba adı gibi), adli sicil kaydı, yerleşim yeri, eğitim durumu, mesleği, banka hesap bilgileri, telefon numarası, elektronik posta adresi, kan grubu, medeni hali, parmak izi, DNA’sı, saç, tükürük, tırnak gibi biyolojik örnekleri, cinsel ve ahlaki eğilimi, sağlık bilgileri, etnik kökeni, siyasi, felsefi ve dini görüşü, sendikal bağlantıları gibi kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan, kişiyi toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran ve onun niteliklerini ortaya koymaya elverişli, gerçek kişiye ait her türlü bilginin anlaşılması gerekir. Herkes tarafından bilinen ve/veya kolaylıkla ulaşılması ve bilinmesi mümkün olan kişisel bilgiler de, yasal anlamda “kişisel veri” olarak kabul edilmekte ise de, anılan maddenin uygulama alanının amaçlanandan fazla genişletilerek, uygulamada belirsizlik ve hemen her eylemin suç oluşturması gibi olumsuz sonuçların doğmaması için, maddenin uygulamasında, somut olayın özellikleri dikkate alınarak titizlikle değerlendirme yapılması, olayda herhangi bir hukuk dalı tarafından kabul edilebilecek bir hukuka uygunluk nedeni veya bu kapsamda nazara alınabilecek bir hususun bulunup bulunmadığının saptanması ve sanığın eylemiyle hukuka aykırı hareket ettiğini bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunun da ayrıca tespit edilmesi gerekir.
Bu bilgiler ışığında somut olayımıza gelindiğinde: sanığın …. Ltd . Şti. nin yetkilisi olduğu, tasarruf cihazları satmak için iş yerinde faaliyet gösteren çağrı merkezi vasıtasıyla üçüncü kişilerle iletişim kurduğu, bu kapsamda olay günü bir şekilde ele geçirdiği katılana ait cep telefon numarasının, sanığa ait işyeri çalışanı tarafından aranarak katılana ismiyle hitap edildiği, daha sonra katılana ürün tanıtımı yapılarak elektrik faturalarının ödemesinin hangi yolla yapıldığını sorduğu, katılanın banka yoluyla yaptığını söyledikten sonra, sanığın çalışanının ödemelerin hangi bankayla yapıldığını sistemden gördüğünü söylediği iddiasına konu olayda,
Sanığın daha önce katılanı tanımadığının herkesin kabulünde olduğu, sanığın ilk olarak katılana ait isim, soyisim ve telefon bilgilerini katılanın rızası hilafına bir şekilde elde ettiği, sanığın bu hususu kollukta verdiği savunmasında “müşterilerimize kendi data sistemimizden tespit ettiğimiz telefon numaralarından ulaşılarak”şeklindeki savunmasıyla açıklamaya çalıştığı, katılanın telefonu arandığında katılana ismiyle hitap edildiği, atılı suçun oluşumu için katılanın isim soyisim ve telefon bilgilerinin, daha önce hiç tanımadığı sanık tarafından ele geçirilmesinin yeterli olduğu, bu bilgilerin yanında katılanın kredi kartı bilgilerinin öğrenilmesinin gerekmediği dikkate alındığında, sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde beraat hükmü kurulması,
Kabule göre de:
Kendisini vekil ile temsil ettiren ve beraat eden sanık lehine vekalet ücreti tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin ve katılanın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 02/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi