Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2015/3202 E. 2016/667 K. 20.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3202
KARAR NO : 2016/667
KARAR TARİHİ : 20.01.2016

Tebliğname No : 12 – 2014/262106
Mahkemesi : İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 01/04/2014
Numarası : 2013/305 – 2014/107
Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat

Davacı vekilinin 19.09.2013 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek 466 sayılı Kanun gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece reddine ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dava, 466 sayılı Kanun hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkin olup; Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2009/256 esas ve 2010/57 sayılı kararında, 466 sayılı Kanunun 2. maddesindeki üç aylık sürenin başlangıcı için 21/04/1975 tarih ve 3-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına atıf yapılarak kesinleşen beraat kararından davacının haberdar olmasının arandığı, ancak adı geçen kararda tazminat davasının ne zamana kadar açılması gerektiğine dair bir açıklama bulunmamakla birlikte hiçbir hakkın sonsuza dek dava konusu yapılamayacağı, özel hukuk kapsamında değerlendirilmesi gereken bu talebin de makul bir süre içinde dava konusu edilmesi gerektiği ve Dairemizce benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06.05.2014 tarih, 2014/141 esas, 2014/229 sayılı kararında da belirtildiği üzere beraat veya kovuşturmaya yer olmadığına dair kararların Yazı İşleri Yönetmeliğine göre süresinde tebliğ edilip kesinleşme tarihinden itibaren her halükarda 10 yıl, kesinleşmiş kararların tebliğinden itibaren ise 3 ay içinde tazminat davalarının açılması gerektiği ve dava süresi açısından Borçlar Kanununun 60. maddesindeki sürenin kabulü ve her koşulda davanın 10 yıllık süre içinde açılması gerektiği kabul edilmekle kanun dışı yakalanan veya tutuklananlar hakkında beraat hükmünün verilmesinden itibaren 10 yıl dolduktan sonra 466 sayılı Kanuna göre tazminat istenemeyeceği bu kapsamda, incelemeye konu olan tazminat davasına dayanak teşkil eden Konya Devlet Güvenlik Mahkemesinin, 14.09.1995 tarih, 1994/129 Esas – 1995/166 Karar sayılı dosyasındaki kesinleşme şerhine göre davacı hakkındaki beraat hükmünün 22.09.1995 tarihinde kesinleştiği, davanın 19.09.2013 tarihinde, 10 yıl dolduktan sonra açıldığının anlaşılması karşısında, süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemekle,
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hüküm fıkrasında uygulama maddesi gösterilmeyerek CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması ve davanın tümüyle reddedilmesi karşısında, davalı hazine yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken dilekçe yazma ücretine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün 1. fıkrasında yer alan “reddine” ibaresinden önce gelmek üzere “ 6100 sayılı HMK’nın 294. ve devamı maddeleri gereğince” ibaresinin eklenmesi ve hükmün 2. fıkrasının hükümden bütünüyle çıkartılarak yerine 2. fıkra olarak “Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesine göre karar tarihinde geçerli olan 3.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı hazineye verilmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.