YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/1918
KARAR NO : 2015/19274
KARAR TARİHİ : 16.12.2015
Mahkemesi : Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Taksirle öldürme suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, sanık … müdafii ile katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosya içerisindeki hasta giriş kaydı bilgilerine göre 32 haftalık gebe olan ölenin 16.10.2008 tarihinde saat 16.21 sıraları sırt ağrısı ve solunum sıkıntısı şikayetiyle …. Hastanesi… polikliniğine başvurduğu, kadın doğum uzmanı Dr. .. tarafından yapılan muayenesinden sonra Dr… nöbetinin sona ermesi nedeniyle hastanın . .. uzmanı olan Dr … devredildiği, gögüs hastalıkları uzmanından konsültasyon istenip muayene sonrası reçete düzenlenip tekrar doğum servisine yatırıldığı ve Dr ….. tarafından tedavisine başlandığı ancak hastanın durumunun giderek kötüleşmesi üzerine Dr … tarafından hastanın … Üniversitesi… Hastanesine sevkinin sağlanmaya çalışıldığı bu hastanede görevli doktor olan sanıklarla çeşitli görüşmelerin yapıldığı ve saat 03.30 sıraları … servisine sevkinin gerçekleştirilebildiği, burada kardiyopulmoner arest ve solunum durması nedeniyle resüstasyon uygulandığı, çekilen toraks grafisinde aort diseksiyonu bulunduğu tespit edilen hastanın mevcut durumu itibariyle ameliyat edilmesininin uygun bulunmadığı, hasta yakınlarının isteği üzerine … daki özel bir hastaneye sevk edilmesi sırasında öldüğü ve ölüm sebebinin tanısı zor konulan ve ölüm riski oldukça yüksek olan diseksiyon aort anevrizması olduğu anlaşılmıştır.
Ölüm olayıyla ilgili olarak sanıklara yüklenen kusurun ise hastanın sevk sürecinin uzamasına neden olmaları şeklinde ise de; dosyadaki belgelerin incelenmesinden hastaneler arasındaki hasta sevkinde sıkıntılar yaşanması ve sevkteki sıkıntıların aşılması için genelge ve yönetmelikler çıkarıp, … toplantıları düzenlendiği, toplantılarda alınan kararlara göre; “hastaneler tarafından yapılan sevklerde hastanın sevk edileceği kurum yetkilisiyle ilgili branş hekimi tarafından konuşulmasına”, “ hastanelerin il dışı sevkler dahil tüm sevklerde mutlaka sevki yapan uzman hekim tarafından karşı hastanedeki yetkili birisi ( özellikle ilgili branş hekimi) ile görüşülmesinin sağlanıp, yatış teyidi alınmasına, “ tıbbi zorunluluk nedeniyle sevk gerektiğinde
de öncelikle sevkin yapılacağı hastane ile iletişim sağlandıktan sonra sevkin gerçekleştirileceğine işaret edildiği, “acil servise başvuran ve yatırılarak tedavisi gereken hastaların tıbbi zorunluluk nedeniyle sevki gerektiğinde öncelikle sevkin yapılacağı hastane ile iletişim sağlandıktan sonra sevk gerçekleştirileceğinin belirtilmesi ve 26.6.2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Acil Sağlık Hizmetlerinin Sunumu’na ilişkin genelgenin 3. maddesine göre “sağlık kuruluşunda yatarak veya ayakta tedavi görmekte iken durumu ağırlaşan ve acilen başka bir sağlık kuruluşuna sevki gereken hastalar içinde komuta kontrol merkezi ile temas kurulacağı, 5. maddesine göre de “ Acil hastanın sevk edileceği sağlık kuruluşunun belirlenmesi ve nakil işlemlerinin komuta kontrol merkezinin yönetiminde ve koordinasyonunda yapılacağı, Komuta kontrol merkezinin, hastaya ait bilgileri alıp, bu bilgiler ışığında hastanın hangi sağlık kuruluşuna sevk edileceğine karar vereceğı, ilgili kuruluşun yetkilileriyle irtibata geçerek gerekli görüşmeleri yaptıktan sonra hastanın nakline engel bir durum yoksa, sevk için ambulansa çıkış emri vererek naklin gerçekleşmesini sağlayacağı, gerektiğinde intikal süresini kısaltmak amacıyla yukarıdaki işlemlerin bir kısmının hasta yola çıkarıldıktan sonra yapılabileceği, yine genelgenin 10 maddesinde; “ gereksiz sevklerin önüne geçmek için her hastane baş hekimliği kendi bünyesinde sevk denetleme ve kontrol birimi kurulacağı ve belli aralıklarla toplanarak sevklerin değerlendirilip, endikasyon harici gereksiz sevk yapan hekimler uyarılacağı” belirtilmiş 39. maddesi “Bu yönetmelikte belirtilen görev, yetki ve sorumluluklara aykırı hareket edenler hakkında ilgili mevzuattan kaynaklanan denetim hükümleri saklı kalmak üzere, genel hükümlere göre takibat yapılır.” hükümleri getirilmiştir.
En küçük bir gecikmede telafisi mümkün olmayan sonuçların önüne geçilebilmesi için;…Bakanlığınca hasta nakillerinde bir standart sağlanmaya çalışıldığı, bakanlıkça belirlenen prosedür gereği ilgili hastane ve hekimle mutabakat ile hasta stabilizasyonu sağlanmadan nakil yapılamayacağı anlaşılmakta olup, özetlenen toplantı kararları, genelge ve yönetmelik hükümleri gözönüne alındığında hasta naklinden doğan geciklemelerde idarenin hukuki sorumluluğundan söz edilebilir ise de; hastanın nakledilmek istendiği hastanede görevli doktor olan sanıklara bu yönden yüklenecek kusur bulunmadığına ilişkin mahkemenin kabülünde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla;
Yapılan yargılama sonunda yüklenen suç açısından sanıkların taksirinin bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılan vekilinin eksik incelemeye, kusura unvanlı hekimler hakkında uzman hekimler tarafından rapor düzenlenemeyeceğine, ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine ancak,
Kendilerini vekille temsil ettiren ve beraatine hükmedilen sanık … lehine vekalet ücreti tayini gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda , aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükme yeni bir paragraf olarak “Sanık, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 1.500 TL vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa ödenmesine” ilişkin bendin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun hükmün sanıklar …. hakkında doğrudan sanık … yönünden ise DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.