Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2015/15926 E. 2016/897 K. 01.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/15926
KARAR NO : 2016/897
KARAR TARİHİ : 01.02.2016

Tebliğname No : 12 – 2015/372485
Mahkemesi : Kayseri 1. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 29/07/2010
Numarası : 2010/280 – 2010/656
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suç tarihinde yapılan ihbar üzerine sanığın kullandığı aracın güvenlik görevlileri tarafından durdurulup, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen izne istinaden yapılan aramada, kültür varlığı olduğu değerlendirilen çeşitli parçaların ele geçirildiği, bu parçalar üzerinde yapılan tarafsız arkeolog bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda, üç adet objenin 2863 sayılı Kanun kapsamında olduğunun belirtildiği, görülmekle;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre sanığın, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
2863 sayılı Kanunun 4. maddesinde “haber verme zorunluluğu” başlığı altında taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarını bulanların, malik oldukları veya kullandıkları arazinin içinde kültür ve tabiat varlığı bulunduğunu bilenlerin veya yeni haberdar olan malik ve zilyetlerin, bunu en geç üç gün içinde, en yakın müze müdürlüğüne veya köyde muhtara veya diğer yerlerde mülki idare amirlerine bildirmeye mecbur oldukları belirtilmiş olup, sanığın dosya kapsamında mevcut, ele geçen parçaları bir gün önce Samankaya köyünde tarlada gezerken bulduğuna ilişkin, aksine delil bulunmayan savunmaları dikkate alındığında, 2863 sayılı Kanunun 4. maddesinde belirtilen üç günlük sürenin dolmadığı, bu kapsamda, yüklenen suçtan beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek mahkumiyetine dair yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
1-5271 sayılı CMK’nın 231/11 maddesine göre, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanığın, denetimli serbestlik tedbiri olarak kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getirememesi halinde mahkemece durumu değerlendirilerek, cezanın kısmen infazı, ertelenmesi ya da seçenek yaptırımlara çevrilmesi yönünde karar verilmek suretiyle yeni bir mahkumiyet hükmü kurulabileceği gözetilmeksizin, denetim süresi içerisinde işlediği kasıtlı suç nedeniyle hakkındaki hüküm açıklanan sanığa verilen hapis cezasının TCK’nın 50/1-a maddesi gereğince paraya çevrilmesine karar verilmesi,
2- Sanık hakkında hükmedilen 5 ay hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi esnasında adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 232/6. maddesine ve TCK’nın 52/3. maddesine aykırı davranılması,
3-Adli emanetin 2010/449 esasına kayıtlı olup, hükümden sonra dosyaya sunulan 10/08/2010 tarihli bilirkişi raporunda, 2863 sayılı kanun kapsamında bulunmadığı belirtilen objenin, sanığa iadesine karar verilmesi gerektiğinin nazara alınmaması,
4-21/01/2010 olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında 22/01/2010 olarak gösterilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 01/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.