Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2015/14769 E. 2015/19337 K. 17.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/14769
KARAR NO : 2015/19337
KARAR TARİHİ : 17.12.2015

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama

Taksirle yaralama suçundan sanık …’in mahkumiyetine, sanıklar … ve …’ın ise beraatlerine ilişkin hükümler ile sanık… hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, sanık … ve katılanlar vekilleri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Sanık… hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 5271 sayılı CMK’nın 231/12. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna tabi bulunduğu, aynı Kanun’un 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda mercide yanılmanın başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağı nazara alınarak katılanlar vekilinin temyiz isteminin, itiraz mahiyetinde değerlendirilmesi suretiyle CMK’nın 264/2. maddesi uyarınca gereği merciince yapılmak üzere dosyanın incelenmeksizin mahkemesine iadesinin temini için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
2- Sanıklar … ve …’ın beraatlerine ilişkin hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından sanıkların taksirinin bulunmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanlar vekillerinin eksik inceleme yapıldığına, bilirkişi raporuna ve sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükmün gerekçesinde sanıkların kusursuz olduğu kanaatine varılarak beraatlerine hükmedilmesine rağmen, hüküm fıkrasında “sanıkların üzerine atılı suçu işlediğine dair mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği” gerekçesi ile beraatlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden A olarak sınıflandırılan hüküm fıkrasının 1. bendindeki “sanıkların üzerine atılı suçu işlediğine dair mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden” ibaresinin “sanıkların üzerine atılı suç açısından kusurlarının bulunmaması nedeniyle CMK’nın 223/2-c maddesi uyarınca” şeklinde değiştirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3-Sanık …’in mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın kusura, eksik inceleme yapıldığına, katılanlar vekillerinin ise usule ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
06.05.2010 günü saat 20.00 sıralarında … seferini gerçekleştiren 11621 sefer sayılı yolcu treninin…Tren Garı’ndan ayrıldıktan sonra trene ait arka 2 vagonun tren hareket halindeyken, makastaki arıza nedeniyle koparak raydan çıkması ve karşı istikametten gelen ve …seferini gerçekleştiren 11620 sefer sayılı yolcu treninin son vagona çarpması ile meydana gelen tren kazasında şikayetçi olan yaralılardan ……. basit tıbbi müdahale ile giderilecek şekilde, ….’ın 2. derece kemik kırığına,. …’un 4. derece kemik kırığına,…’un 4. derece kemik kırığına, …’nin 2. derece kemik kırığına, …’in 3. derece kemik kırığına, …’nin 4. derece kemik kırığına neden olacak şekilde yaralandıkları ve sanığın asli kusurlu olduğu olayda, sanığın taksirinin yoğunluğu ve 9 kişinin basit tıbbi müdahaleyle giderilebilir şekilde, 6 kişinin de nitelikli şekilde yaralandığı gözetilerek, alt sınır aşılarak hak ve nasafete uygun bir ceza tayini yerine, asgari hadden ceza tayin edilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
Sanık hakkında tayin edilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında 5237 sayılı TCK’nın 52/2. maddesinin gösterilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 17/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.