Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2015/14749 E. 2015/19605 K. 25.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/14749
KARAR NO : 2015/19605
KARAR TARİHİ : 25.12.2015

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanık …’in Türk Ceza Kanununun 179/2, 62, 53/1. maddeleri gereğince 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair … Asliye Ceza Mahkemesinin 17.12.2014 tarihli ve 2014/105 esas, 2014/638 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, sanığın sabıkasında suç tarihi olan 14.09.2012 tarihi itibarıyla hapis cezasına mahkûmiyetinin bulunmadığı cihetle, sanık hakkında tayin olunan 30 günden az hapis cezasının Türk Ceza Kanununun 50/3. maddesi uyarınca anılan maddenin 1. fıkrasındaki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesinde isabet görülmediğinden bahisle Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu… Bakanlığının 10.07.2015 gün ve 47081 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16.09.2015 gün ve 2015/261540 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık …’in 14.09.2012 tarihinde işlediği sabit görülen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan Türk Ceza Kanununun 179/2, 62, 53/1. maddeleri gereğince 25 gün hapis cezası tayin edildikten sonra “Sanığın daha önceden hapis cezasına mahkum edildiği anlaşıldığından hakkında TCK’nın 50/3. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, sanığa verilen kısa süreli hapis cezasının sanığın sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecinde pişmanlık duymaması, suçunu inkara yönelmesi, suç işleme eğilimini alışkanlık haline getirmesi, suçun işlenmesindeki özellikler dikkate alınarak TCK’nın 50/1. maddesinde belirtilen seçenek yaptırımlara çevrilmesine takdiren yer olmadığına” karar verilerek sonuç 25 gün hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmediği anlaşılmış, sanığın adli sicil kaydının incelenmesinde ise adli sicil kayıtlarının suç tarihi olan 14.09.2012 tarihinden önceye ait olduğu tespit edilmiştir.
TCK’nın 50/3. maddesinde “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte on sekiz yaşını doldurmamış veya altmış beş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.” hükmü uyarınca suç tarihi itibarıyla hapis cezasına mahkumiyeti bulunmayan ancak, suç tarihinden sonra, soruşturma veya yargılama süreci içinde ancak yargılamanın sonuçlanmasından önce verilerek kesinleşen hapis cezasına ilişkin mahkumiyeti bulunan sanığın bu hapis cezalarının dikkate alınmaması ve suç tarihi itibarıyla hapis cezasına mahkumiyetinin bulunmaması nedeniyle verilen 25 gün hapis cezasının süresi itibarıyla TCK’nın 50/3 maddesi uyarınca TCK’nın 50/1. maddesindeki tedbirlerden birine çevrilmesi zorunluluğu bulunmaktadır.
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, … Asliye Ceza Mahkemesinin 17.12.2014 tarihli ve 2014/105 esas, 2014/638 sayılı sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak KANUN YARARINA BOZULMASINA, aynı Kanunun 309/4-d maddesindeki “Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.” şeklindeki düzenleme gereği bozma nedenine göre uygulama yapılarak, hükmün 3 numaralı bendi hükümden çıkarılıp, yerine “3-Sanığa verilen 25 gün hapis cezasının, Türk Ceza Kanununun 50/3. maddesindeki amir hükme göre, takdiren aynı Kanun’un 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilerek, TCK’nın 52/2. maddesine göre günlüğü 20 TL’den sanığın neticeten 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,” bendinin eklenmesine, sanık hakkında hükmedilen hapis cezası adli para cezasına çevrildiğinden, bu uygulamanın yasal sonucu olarak, Türk Ceza Kanununun 53. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmedildiği 6 numaralı bendin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, hüküm fıkrasındaki diğer hususların aynen bırakılmasına, infazın ve müteakip işlemlerin mahallinde buna göre yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.