Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2015/14201 E. 2017/2512 K. 29.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/14201
KARAR NO : 2017/2512
KARAR TARİHİ : 29.03.2017

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
Hüküm : Beraat

Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 16/08/2012 tarihi yerine “2012” tarihinin yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 07.05.2013 tarih 2013/11-87-245 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, vekalet ücreti kişisel hakka ilişkin olup, kişisel hakka ilişkin kanuna aykırılıkların Yargıtay tarafından bozma konusu yapılabilmesi için, hükmün karşı hak sahibi tarafından temyiz edilmiş olması gerekir. Bu nedenle, hakkında beraat kararı verilen ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına, hazine aleyhine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/5. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, temyiz edenin sıfatına göre, bozma nedeni yapılmamıştır.
Katılan vekilinin, sanığın sübut bulan eyleminden dolayı mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dosya kapsamına göre; sanığın katılanın açmış olduğu itirazın iptali davasında katılanın iş sözleşmesinin katılandan kaynaklanan kusur yüzünden fesih edildiğine dair katılanın kullanması için şirket tarafından verilen bilgisayarın katılanın fesih süresinde bulunduğu süreç içerisinde incelenmesi sonucu bulunan yazışmaları iş mahkemesindeki dava dosyasına sunduğu olayda, söz konusu içerikleri üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, iş davasındaki katılan hakkındaki iddiasını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davrandığı kabul edilemeyeceğinden, sanığa yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle sanığın CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraatine karar verilmesi gerekirken, yeterli her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden bahisle ve CMK’nın 232/6. maddesine aykırı olarak uygulanan kanun maddesi de gösterilmeksizin yazılı şekilde beraat hükmü kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının ilk paragrafının, “Yapılan yargılama sonunda, sanığa yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu anlaşıldığından, CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince sanığın beraatine,” ibaresinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,, 29.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.