YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/13758
KARAR NO : 2017/2514
KARAR TARİHİ : 29.03.2017
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
Hüküm : Beraat
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan sanıkların beraatine ilişkin hüküm, katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanın, sanıkların subut bulan eylemlerine, cezalandırılmalarına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 29.03.2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
07/04/2016 tarihli Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununun 3/1-(d). maddesinde kişisel veri, kimliği belirli ve belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi olarak tanımlanmıştır. Kişilerin, sadece insan olması ve toplumdaki yeri; bazı değerleri kişisel veri haline getirmektedir. Kişinin adı, adresi, kimlik bilgileri, medeni durumu gibi özellikleri kişisel veri kapsamındadır. Bunun yanında teknolojik gelişmeler nedeniyle gittikçe karmaşıklaşan toplum hayatındaki bir takım bilgiler de kişisel veri haline gelmiştir. Örneğin, vatandaşlık numarası, banka hesap numarası, telefon numarası, elektronik posta adresi ve şifresi gibi kişisel bilgiler. Dolayısıyla farklı gruplandırmalar bulunmakla birlikte kişisel verilerin iki başlık altında toplanması mümkündür. Birinci grupta, insanın varoluşundan kaynaklanan kişiliğine ait bilgiler, ikinci grupta ise; teknolojinin gelişmesiyle insanın modern toplumda yer alması nedeniyle kendisine verilen ya da çeşitli hizmetlere ulaşmasında kullanılan bilgiler yer almaktadır. Ancak her iki grupta yer alan bilgilerin de kişisel veri olarak hukuk düzenindeki değeri ve korunmaları açısından bir fark bulunmamaktadır.
TCK’nın 136. maddesindeki “verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” suçu, seçimlik hareketli bir suç olarak nitelenmiştir. Hukuka aykırı olarak kişisel verilerin başkasına verilmesi, kişisel verilerin yayılması ve kişisel verilerin ele geçirilmesi şeklindeki seçimlik hareketlerinden birinin gerçekleştirilmesi ile suç işlenmiş olacaktır. “Kişisel verileri bir başkasına verme” seçimlik hareketinde, maddede geçen “başkası” gerçek bir kişi olabileceği gibi tüzel kişide olabilecek, veriler bu kişilere elden, posta ya da internet üzerinden elektronik posta ile vb. şekillerde verilebilecektir. Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlüğünde “vermek”; “üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek, düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek” şeklinde açıklanmıştır. Bu seçimlik harekette verilerin hukuka uygun ya da aykırı yöntemle elde edilmiş olmasının önemi bulunmamakta olup, önemli olan husus verme eyleminin hukuka aykırı olmasıdır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendiriliğinde;
Türkiye Görme Engelliler Derneği Mersin Şubesi üyesi olan katılanın, kişisel veri niteliğinde bulunan kimlik bilgilerinin, katılan rızası dışında başkalarınca öğrenilmesine neden olacak şekilde bir siyasal partiye verilerek bilgisi dışında üye yapılması hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların eylemi TCK’nın 136. maddesinde düzenlenen kişisel verileri hukuka aykırı olarak yayma suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi karşısında sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.