Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2015/13722 E. 2017/3794 K. 10.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/13722
KARAR NO : 2017/3794
KARAR TARİHİ : 10.05.2017

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal
Hüküm : TCK’nın 134/2, 134/2-2, 53/1-3. maddeleri gereğince mahkumiyet

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin suçun unsurlarının oluşmadığına ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Suçun işlendiği 06.03.2008 tarihinin gerekçeli karar başlığına yazılmaması suretiyle CMK’nın 232/2-c maddesine hareket edilmesi,
2- Sanığın, katılanların özel hayatına ilişkin görüntülerinin 06.03.2008 tarihinde ulusal yayın yapan bir televizyon kanalında yayımlanmasını sağlayarak üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren TCK’nın 134/2. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlediğinin iddia ve kabul edilmesi karşısında, sanık hakkında, karar tarihinden önce 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un Geçici 1. maddesinin, “31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; a) Soruşturma evresinde, 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.” hükmü gereğince, kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
3- Kabul ve uygulamaya göre de:
a) TCK’nın 7/2. maddesi gereğince, suçun işlendiği zamandaki kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunun ilgili tüm hükümlerinin somut olaya ayrı ayrı uygulanması ve her iki kanuna göre hükmedilecek sonuç cezalar belirlendikten sonra sanığın lehine olan kanunun tespiti ile lehe kanunun bir bütün halinde uygulanması ve bu durumun hükmün gerekçesine yansıtılması suretiyle hüküm tesisi gerekirken, TCK’nın 134/2. maddesinde, 6352 sayılı Kanun’un 81. maddesi ile yapılan değişiklikten önceki ve sonraki cezaların alt ve üst sınırlarının soyut olarak karşılaştırılmasından sonra 6352 sayılı Kanun’un 81. maddesi ile yapılan değişiklikten önceki TCK’nın 134/2. maddesinin sanığın lehine olduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) Sanığa 6352 sayılı Kanun’un 81. maddesi ile yapılan değişiklikten önceki TCK’nın 134/2-1. maddesi gereğince asgari hadden uzaklaşılarak tayin edilen 1 yıl 6 ay hapis cezasının, aynı Kanun’un 134/2-2. maddesi gereğince yarı oranında artırılması sonucunda, sanık hakkında, 1 yıl 15 ay hapis cezası tayin edilmesi gerekirken, TCK’nın 61. maddesine aykırılık oluşturacak şekilde, ayların yıla dönüştürülüp, 2 yıl 3 ay hapis cezasına hükmolunarak, sanığa fazla ceza verilmesi, kanuna aykırı,
c) Sanık hakkında TCK’nın 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 10.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.