Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2015/13540 E. 2017/2611 K. 30.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/13540
KARAR NO : 2017/2611
KARAR TARİHİ : 30.03.2017

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle Öldürme
Hüküm : Beraat

Taksirle öldürme suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
Yeşilova ilçesinde bulunan… Maden Ocağı’nda 09.02.2011 tarihinden bu yana beden işçisi olarak çalışan ve usta sıfatı bulunan ölenin olay günü çırağı ile birlikte saat 10.00’da yerin 72 metre altında yeni açılan baca bölümünde havalı tabanca ile ayak üstü duvar istikametine doğru delme işlemi yaptığı sırada, ölenin tavan kısmından 70 kg. ağırlığında bir kaya parçasının kırılarak ölenin hemen arkasına düştüğü, ancak bu sırada herhangi bir kaza meydana gelmediği, akabinde ölenin yanında çalışan tanık …’ün beyanına göre, tanık tarafından tahkimat yapılması konusunda uyarıldığı, ancak ölenin uyarıları dikkate almaksızın çalışmaya devam ettiği, bu uyarıdan yaklaşık 6-7 dakika sonra daha önce kırılan parçaya ek olan ve tam ölenin üzerinde bulunan kaya parçasının yerinden koparak ölenin üzerine düşmesi sonucu hayatını kaybettiği, olay akabinde çalışılan bölümdeki tavan kısmında tahkimatın bulunmadığının tespit edildiği, maden mühendisi olan sanık …’ın iş yerinde teknik daimi nezaretçi olup olay günü 08-16 vardiyasında çalıştığı, sanık …’nın ise yaklaşık 3 yıldır şirkette vardiya sorumlusu nezaretçi çavuş olarak görevli olduğu, her ne kadar sanıkların kusursuz oldukları kabulü ile beraatlerine karar verilmiş ise de, dosyada mevcut günlük rapor defterleri incelendiğinde, her gün ve günde iki kez çavuş ile teknik nezaretçi tarafından düzenli yapılan denetimlerde çalışılan alanlarda tahkimat ile ilgili bir eksikliğin tespit edilmediği, en son olaydan bir gün önce 16-24 vardiyasında her iki sanık tarafından yapılan kontrolde de tahkimat eksiğinin bulunmadığının belirtildiği, ancak olayın sabah saat 10.00’da meydana gelmesi sebebiyle arada geçen sürede tahkimat kontrolünün sanıklar tarafından yapılıp yapılmadığı anlaşılamadığı gibi, sanıkların tahkimat yapılması gereken yerleri belirledikten sonra tahkimatın yapılıp yapılmadığını kontrol edip etmedikleri hususunda şüpheye düşüldüğü, yine Maden Yasası’nın atıf yaptığı mevzuatta nezaretçiler ve ilgili işçilerin sık sık ve özellikle uzunca bir duraklamadan sonraki işe başlamalarda çalışılan yerin tavanını ve tahkimatını muayene edeceklerinin hüküm altına alınması ve soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporunda tahkimat kontrolünün yapılmasının sağlanmaması nedeniyle sanıkların tali kusurlu olduklarının belirtilmesi karşısında, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi ve sanıkların kusur durumlarının tereddüte mahal bırakmayacak şekilde kesin bir şekilde tayin edilmesi bakımından, bir kez de teknik üniversitelerin maden mühendisi, jeoloji mühendisi ve iş güvenliği uzmanından oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınması suretiyle sanıkların hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayin edilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme sonucu sanıkların beraatlerine karar verilmesi;
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA; 30.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.