YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/11504
KARAR NO : 2016/9501
KARAR TARİHİ : 06.06.2016
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davanın reddi
Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Davacı vekili, 18.04.2014 havale tarihli dilekçesi ile müvekkili olan davacının, hakkında çıkarılan İskenderun 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 16.12.2013 tarih, 2013/1934 sayılı yakalama emrine istinaden bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle hırsızlık ve bilişim sistemine hukuka aykırı müdahale suretiyle haksız çıkar sağlama iddiasıyla yakalandığını ve Van Cumhuriyet Başsavcılığı İnfaz Savcılığınca ifadesinin alınarak serbest bırakıldığını, davacının hukuka uygun bir şekilde ifadesinin alınıp serbest bırakılmış olması karşısında, hakkında çıkarılan yakalama kararının kaldırılması gerekirken bu işlemin yapılmaması nedeniyle 06.02.2014 tarihinde aynı yakalama kararına istinaden tekrar yakalanarak serbest bırakıldığını belirterek 10.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Dosya içeriğine göre; Davacı (şüpheli) hakkında İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/5051 sayılı dosyası üzerinden yürütülen soruşturma kapsamında savcılığın talebi üzerine şüpheli olarak ifadesinin alınmasına yönelik olarak İskenderun 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 16.12.2013 tarih, 2013/1934 d.iş sayılı kararı ile bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle hırsızlık ve bilişim sistemine hukuka aykırı müdahale suretiyle haksız çıkar sağlama suçlarından yakalama emri düzenlendiği, anılan iki suçtan dolayı yakalama emri düzenlenmiş olması nedeniyle davacının (şüphelinin), Van Cumhuriyet Başsavcılığı Yakalama Bürosunun 2013/3378 ve 2013/3379 sayılı evrakları üzerinden yakalanarak UYAP kaydı içeriğine göre de 26.12.2013 tarihinde ifadesinin alınması suretiyle yakalama emrinin infaz edildiğinin anlaşıldığı, her ne kadar İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı Yakalama Bürosunun 10.06.2014 tarihli cevabi yazısında davacı hakkında bahse konu iki suçtan çıkarılan yakalama emrinin Van Cumhuriyet Başsavcılığınca infaz edildiğinin, sistem üzerinden yapılan sorgulamada davacı (şüpheli) hakkında yakalama emrinin, infazından sonra gerçekleşen zaman diliminde sehven yeniden infaz gördüğüne dair herhangi bir bilgiye rastlanılmadığı bildirilmiş ise de, davacı vekilince dava dilekçesi ekinde 06.02.2014 tarihinde Jandarma görevlilerince “yakalama tutanağı” adı altında düzenlenmiş belge fotokopisi sunulduğu ve fotokopi belge içeriğinde “Komutanlığımız tarafından yürütülmekte olan bir soruşturma ile ilgili olarak 06.02.2014 günü Komutanlığımıza davet edilen ve kimlik sorgusu yapılan şahsın İskenderun 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 16.12.2013 gün ve 2013/1934 sayılı yakalama emri ile bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle hırsızlık ve bilişim sistemine hukuka aykırı müdahale suretiyle haksız çıkar sağlama suçlarından arandığı tespit edilmiş olup yakalama işlemlerinin başlatıldığı”’nın belirtildiği dikkate alındığında, davacı vekilince fotokopisi sunulan 06.02.2014 tarihli belgenin hangi Jandarma Karakolunca düzenlendiğinin araştırılıp onaylı sureti de temin edilerek içeriğinin doğruluğu ile davacı hakkındaki yakalama işleminin neye istinaden yapıldığının ve sonucunun tespit edilip ilgili tüm evrakların onaylı suretleri de dosya içerisine alınarak, yapılan yakalama işleminin davacı hakkında çıkarılan ve daha önce infaz edilen İskenderun 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 16.12.2013 gün ve 2013/1934 sayılı yakalama emrinin infaz edilmiş olmasına rağmen kaldırılmamış olmasından kaynaklanıp kaynaklanmadığının tereddüde mahal bırakmayacak şekilde tespit edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak davanın reddine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 06.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.