YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/10410
KARAR NO : 2015/13675
KARAR TARİHİ : 17.09.2015
Tebliğname No : KYB – 2015/177418
Mahkemesi : İstanbul Anadolu 57. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 04/12/2014
Numarası : 2014/783 – 2014/332
Trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan sanık T.. N..’nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 179/3 delâletiyle 179/2, 62 ve 50/1-a maddeleri uyarınca 1.000 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul Anadolu 57. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/12/2014 tarihli ve 2014/783-332 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Kararın gerekçe bölümünde “sanığın sabıkasının olmadığı,ileride tekrar suç işlemekten çekineceği hususunda kanaat oluştuğu ve ortada giderilebilecek bir zarar bulunmadığından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sanık lehine uygulama koşullarının olduğu kabul olunmuş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur” yazılmasına rağmen, hüküm fıkrasında “5271 sayılı Kanun’un 231/8. maddesindeki düzenleme dikkate alınarak şartlar oluşmadığından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına takdiren yer olmadığına” denilmek suretiyle gerekçe ile hüküm arasında çelişkiye sebebiyet verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın bozulması Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 11.05.2015 gün ve 94660652-105-34-2205-2015/9296/29957 sayılı yazılı istemlerine müsteniden düzenlenen tebliğname ile ihbar ve mevcut evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Adli sicil kaydına göre sanığın 14.11.2005 tarihinde işlediği kasten yaralama suçundan İstanbul Anadolu 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.05.2012 tarihli ve 2006/36-2012/903 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilerek 5 yıl denetim süresi belirlendiği, sanığın denetim süresi içinde 23.09.2014 tarihinde trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu işlediği sabit görülerek İstanbul Anadolu 57. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/12/2014 tarihli ve 2014/783-332 sayılı kararı ile TCK’nın 179/3-2, 62/1 ve 50/1-a maddeleri gereğince 1.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Kanun’un 231/8. maddesindeki düzenleme dikkate alınarak şartlar oluşmadığından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesine karşın hükmün gerekçesinde “sanığın sabıkasının olmadığı, ileride tekrar suç işlemekten çekineceği hususunda kanaat oluştuğu ve ortada giderilebilecek bir zarar bulunmadığından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sanık lehine uygulama koşullarının olduğu kabul olunmuş” ise de; 6545 sayılı Kanunun 72. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin gereğince 8. fıkrasına eklenen cümle gereğince denetim süresi içinde kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeni ile yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği anlaşılmakla, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmemesinde CMK’nın 231/8. maddesi hükmü de gözetilerek bir isabetsizlik görülmemiş gerekçesindeki ifadeler hükmün esasını etkileyebilecek hukuka aykırılık olarak değerlendirilmediğinden,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden, İstanbul Anadolu 57. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.12.2014 tarihli ve 2014/783-332 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin CMK’nın 309. maddesi uyarınca REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.