Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2015/10402 E. 2015/13646 K. 17.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/10402
KARAR NO : 2015/13646
KARAR TARİHİ : 17.09.2015

Tebliğname No : KYB – 2015/148263
Mahkemesi : Turhal 1. Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 14.01.2015
Numarası : 2015/12 – 2015/16

2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na muhalefet suçundan sanık S.. B..’in, 5728 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki haline göre anılan Kanun’un 27, 67 ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 59. maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 366,00 Türk Lirası adli para cezalan ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı Kanun’un 231/8. maddesi uyarınca 5 yıl denetim süresine tâbi tutulmasına dair Turhal Asliye Ceza Mahkemesinin 15/02/2010 tarihli ve 2009/689 esas, 2010/74 sayılı kararını müteakip, sanığın denetim süresinde işlediği yeni bir suçtan mahkumiyetine karar verildiğinden bahisle önceki hüküm açıklanarak 2863 sayılı Kanun’un 5728 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki haline göre 27, 67 ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 59. maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 366,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına dair Turhal 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/01/2015 tarihli ve 2015/12 esas, 2015/16 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, suç tarihinin 04/06/2004 olduğu ve sanık S.. B..’e yüklenen suçun 765 sayılı Kanun’un 102/4 ve 104/2. maddelerine göre 5 yıl ve 7 yıl 6 aylık dava zamanaşımı sürelerine tabi olduğu, sanık hakkında verilen 15/02/2010 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 22/03/2010 tarihinde kesinleşmesi ile 5 yıllık denetim süresinin başladığı ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/8. maddesinin son cümlesi gereği dava zamanaşımının durduğu, ancak sanığın denetim süresi içinde 08/10/2011 tarihinde yeni bir kasıtlı suç işlediği ve bu suça ilişkin mahkumiyet hükmünün de kesinleşmiş olmasına nazaran, önceki hükmün açıklanması gerekeceği, buna göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile duran zamanaşımının denetim süresinde işlenen yeni suç tarihinden itibaren yeniden işlemeye başlayacağı cihetle, sanık hakkındaki dava zamanaşımının durma ve yeniden başlama süreleri dikkate alındığında hükmün açıklanma tarihi olan 14/01/2015 itibari ile dava zamanaşımının dolmuş olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 16.04.2015 gün ve 94660652-105-60-2918-2015/8491/27089 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11.05.2015 gün ve 2015/148263 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında 765 sayılı TCK’nın 102 ve 104/2 maddelerinde öngörülen zamanaşımı sürelerinin hüküm tarihinden önce dolduğu gözetilmeden yazılı şekilde sanığın atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden;
Kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Turhal 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 14.01.2015 tarihli ve 2015/12 esas, 2015/16 sayılı kararının CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, sanığa isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylem 2863 sayılı Kanunun 27, 67 maddelerinde yaptırıma bağlanmış olup, anılan suç 765 sayılı TCK’nın 102/4. maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Kesen nedenlerin varlığı halinde süre yeniden işlemekte ise de, bu süre 104/2. maddesi uyarınca en fazla yarı oranında uzayacağından, suç tarihi olan 04.06.2004 tarihinden itibaren 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık zamanaşımı inceleme tarihinden önce, CMK’nın 231 maddesi gereğince eklenen sürelerle birlikte gerçekleşmiş olmakla, hükmün gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; 765 sayılı TCK’nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince kamu davasının DÜŞMESİNE, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.